İçimde birdenbire beliren, fakat mahiyetini anlayamadığım bir endişe ile sordum: "Ressamdı mı dediniz? Şimdi değil mi?"
Kadın, etrafına bakınarak, küçük kızı aradı, onun vagona
girip oturmuş olduğunu görünce, başını bana doğru eğerek:
"Tabii değil..." dedi. "Çünkü artık yaşamıyor!"
"Nasıl?"
Bu kelimenin ağzımdan bir ıslık gibi çıktığını duydum.