Canım Feride ! Canım Öğretmenim !
.
.
.
Yıllar önce tekrar buluştuk Feride’yle. Daha önce bir yerde alalade arkadaşlarımız tanıştırmış da bir süre sonra bir yerde karşılaşıp sohbet etmiş gibi oldum. Hayata karşı mücadele, bir genç kızın kırılgan kalbi, narin aşkı, hassas yüreği… Ne çok memnun oldum Feride’nin hikayesini dinlediğime.
Yazarın bir kadının hislerine böyle derin tercüman olması akıl alacak gibi değil arkadaşlar. Kendi duygularımızı açığa çıkaramadığımız günümüz karşısında yıllar önce bir erkeğin bir kadının kalbini okuyucuya böyle açabilmesi çok büyük saygıyı hak ediyor ki ki zaten eser olması gerektiği yere gelmiş bence bu yüzden. Kaldı ki eserde Anadolu’nun ve İstanbul’un tasviri için ne desek az.
.
Tek eleştirdiğim nokta ise; aile içi aşkı bu denli merkeze alırken aslında bu eserin okullarımızda olması gerekenden erken yaşta okutulduğunu düşünüyorum. Bir de arkadaşlar Kamran hak ediyor muydu sizce böyle mutlu bir sonu. Bence asla
İlk okulda “ Okuduğumuzu anladık mı? “soruları olurdu. Şimdi bana “ Okuduğumuzu anladık mı ?” diye sorsalar şu cevabı veririm:
Çalıkuşu’nun hislerinden anladığım şu, sevmek gerçekten sancılı bir iş arkadaşlar. İnsanın bu dünyada en çok arzuladığı ve hatta en çok hak ettiği de bir kişi, bir çocuk, bir hayvan, anne, baba her neyse, her kimse tarafından sevilmek
.