Yalnızlık bağımsızlıktır, yalnızlığı arzulamış uzun yıllar içinde onu ele geçirmiştim.Soguktu bu yalnızlık orası öyle, ama sessizdi, yıldızların içinde dolanıp durduğu uzay gibi harikulade sessiz ve büyük.
"İnsan yalnız anadiliyle düşünür, anadiliyle yazarsa başarılı olur demişlerdi.İki dille eşit olarak başarıya erişilmenin olanaksız olduğunu söyleyenler bile çıkmıştı.Hak veriyorum onlara bugün.Daha da ileri giderek şunları da eklemek istiyorum, bu savunmaya.Yalnız anadilini değil, çocukluğu belli bir yurt kesiminde oluşturmadan gezginci bir yaşayış sürdüren yazarın dili ile de birlikte toplumsal oluşmu da yarım kalır..."
İlk önemli, anlamlı bırakışımdı bu benim.Gerisi gelecekti kuşkusuz.Hep bırakacak durmadan bırakacaktım, geride bana yakın ne varsa, canlı cansız, yararlı yararsız, kendi gelmiş,emekle kazanılmış,ne varsa isteyerek, istemeyerek boyuna bırakacaktım.
Gün uzayıp güneş batmak için nazlanırsa eğer bir telaş sarar beni. İskeleden ayrılan son vapurun sesini duyduğumda kalabalıktan sıyrılıp yalnız kalmak isterim. Sonra güneşin batmasını beklerim, sevgiliyi bekler gibi.
Bir erkeğin, ya da bir çocuğun vicdanı tarafından suçlandırılması korkunç bir şeydir. Ama insanın vicdanında taşıdığı gizli yükle pantolon cebinde taşıdığı gizli yük birleşince çekilen acı çok ağırdır.
‘Benim kadar bütün kötü huylarla donatılmış bir insana nadiren rastlıyorum: şehvet, bencillik, kötülük, kibir ve hepsinden öte kendini sevme. Tanrı’ya şükür, böyle olduğumu biliyorum ve kendimdeki bütün bu kötülükleri gördüm ve görmeye devam ediyorum. Hala bu halimle mücadele ediyorum. Eserlerimdeki başarının sırrı budur.’