Herkese iyi akşamlar
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat, Monte Carlo'da bir gece, intiharın eşiğindeki başarısız bir diplomatla karşılaşan kadının toplamdaki bir gününü anlatır.
Bir Kadının daha önce hiç tanımadığı bir erkek uğruna tüm hayatını, onurunu hiçe sayıp '' onun için sokaklarda dilenirdim'' diyebilecek kadar aşkı doruklarında yaşamasının yanı sıra aynı adamın ölüm haberini aldığında' 'hiç etkilenmedim, mutlu bile oldum, çünkü onunla yeniden karşılaşma korkum sonsuza dek yok olmuştu'' diyecek kadar pişmanlık, nefret ve hayal kırıklığıyla sarmalanması sanmıyorum ki daha iyi anlatılabilsin.
Bana göre ana düşünce: İnsan, nefsinin sınırlarını keşfetmeden '' asla yapmam '' dememeli. Zira bu ihtiraslı sözler, bazen ruhumun derinliklerinden gelen '' yapabilirim '' çığlığı da olabilir.
Ve insan gerçeğinden, korkularından, dürtülerinden, en ilkel davranışlarından tutun da etik ve ahlaki değerlere maruz kalarak sınırlandırılan bir dizi davranışa kadar bunlardan kaçamayabilir.
Gerçekten okumanızı çok isterim. Zweig, olağanüstü gözlem yeteneği ve güçlü cümleleri ile bir kadının kalbinin derinliklerine inerek, aşk ve tutku kavramlarını yeniden sorgulatıyor. Şimdiden keyifli okumalar