5 TEMEL PRENSİP
1. Olayları ve söylenen her şeyi kişisel algılama! 2. Yaşadıklarını genelleme! Çünkü bir şey, her şey değildir. 3. Felaket tellallığı yapma! Dünyanın sonu değil! 4. Herkes hata yapabilir, unutma! Zihin okuma, etiketleme! 5. Kimse senin doğrularını yaşamak zorunda değil!
Sayfa 52
"Birr (güzel hasletler ve hayırlı işlerde) ve takvâda yardımlaşınız, birbirinize destek ve yol gösterici olunuz, omuz omuza veriniz, hayra vesile olunuz." (Maide Sûresi, 4/2)
Sayfa 10
Reklam
Beş şey beş şey karşısında kaybolur; 1. Güneşte yanan lamba. 2. Çorak topraklara yağan yağmur. 3. Körün yanında güzel kadın. 4. Tokun önüne konan güzel yemek. 5. Zalimin karşısında söylenen Allahın kelami/hak söz.
İnsanlar dört kısımdır: 1. Bilir, bilgili olduğunu da bilir. İşte bu âlimdir; ona uyunuz. 2. Bilir, bilgili olduğunu bilmez. Bu unutkandır; ona hatırlatınız. 3. Bilmez, bilgisi olmadığını da bilir. İşte bu yol gösterilmeye muhtaçtır; ona öğretiniz. 4. Bilmez, bilgisi olmadığını da bilmez, bilgili gibi hareket eder; bu da cahildir; bundan sakınınız.
Piyanist, İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan gerçek bir hikâyeyi konu alıyor. Fransa, Birleşik Krallık, Almanya ve Polonya ortak yapımı bir film. Polonya'lı ünlü piyanist Wladyslaw Szpilman'ın anılarını anlattığı aynı isimli kitaptan sinemaya uyarlanan film. Önceden az da olsa piyano çalabilen Adrien, "Piyanist" filminde oynayabilmek için 6 hafta boyunca günde 4'er saat piyano dersi almak zorunda kalıyor ve kendi çalıyor. Yaklaşık 2 buçuk saatlik uzun metrajlı bir film. Filmin 46. dakikasında bir kitaptan alıntı yapılan şu sözler oldukça dikkatimi çekiyor. "Bizi yaralarsanız kanamaz mıyız? Gıdıklarsanız gülmez miyiz? Zehirlerseniz ölmez miyiz? Ve zulmederseniz öç almaz mıyız?"
William Shakespeare
William Shakespeare
Peki şuan zalim israil, onlara zulmetmeyen Filistin'li masum çocuk ve kadınlardan mı öç almaya çalışıyor? Film başarılı ama yahudileri masummuş gibi gösterme çabaları oldukça anlamsız. Belki bir yıl önce izleseydim farklı yorumlayabilirim. Şuan o bir avuç yahudi halkının çoğalarak dünyaya hükmedişini ve hiç bir kuvvetin yaptığı soykırıma dur demeyişini izlemek beni son derece rahatsız ediyor. İşte bunun için saatlerce ağlayabilirim.
384 syf.
1/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Yani aslında severek başlamıştım. Miranda Priestly benzeri tuttuğunu koparan, başarılı bir kahramanımız vardı. Kasaba aşklarının ucuzluğundan bıkkınlığından bahsederken kendimizi kasaba aşkının içinde bulduk. Bir de akmadı ki akmadı. Tüm kitabı on cümleyle özetleyebilirim. 1) Dişi köpekbalığı New York aşığı kızımızın aynı karakter özelliklerine sahip pek de hoşlanmadığı erkek bir iş arkadaşı vardır. 2) Ama aslında bu kızımız her ne kadar sert görünmek istese de ailevi travmalara sahip bir minnoştur. 3) Kızımızın kız kardeşi burnuna kadar hamiledir ve yine doğurmadan önce baş başa bir kasaba tatili yapmak ister. 4) Kızımızın iş arkadaşı meğer o kasabadanmış ve kasabada onunla da karşılaşırlar. 5) İşkolik kızımız çalışmadan duramaz ve internet olan tek yere gider. 6) İnternet olan tek yerin sahibi asıl erkeğimizdir. 7) Âşık olurlar ama iş arkadaşı oldukları için istemem yan cebkmekoy modundalardır. 8) Sevişmek için 300 sayfa beklerler. 9) Kızımızın kız kardeşiyle arasında da bir olaylar olur ama pek de önemli değildir. 10) Kitap bir şekilde biter. Ve nasıl bittiği umurunuzda değildir çünkü 10 cümleyi 350 sayfada okumuşsunuzdur.
Book Lovers
Book LoversEmily Henry · Berkley · 0333 okunma
Reklam
360 syf.
4/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Bu kitap hakkında karmaşık duygular besliyorum. Sebebi de ilk 100 ve son 10 sayfası. İlk 100 sayfa tamamen şöyle geçiyor: Sabah erken kalktım. Kahvaltımı yaptım. Dişlerimi fırçaladım. Kombin yaptım. Gölde yüzdüm. Geri geldim. Kombin yaptım. Kasabanın gizemli sahibini dikizledim. Kombin yaptım. Geçmişim yüzünden panik atak geçirdim. Kasabanın 
Başka Dilde Aşk
Başka Dilde AşkMia Sheridan · Yabancı Yayınları · 20231,552 okunma
Bernard Shaw'dan 10 değerli alıntı 1. Hiçbir şeyini özel bir gün için saklama. Nefes alabildiğin ve yaşadığın her gün özeldir. Her saniye kıymetlidir çünkü zamanın telafisi yoktur. 2. Mutsuz olmanın sırrı, mutlu muyum, değilmiyim diye merak edecek vakti bulmaktan ibarettir. 3. Yaşamımız yaşadıklarımızla değil, beklentilerimizle şekillenir. 4. İnsanlar, seviyelerinin seninle konuşmaya yetmeyeceğini anladıkları için, arkandan konuşmaya başlarlar. Keyfini çıkar. 5. Yaşlandığımız için vazgeçmeyiz oyun oynamaktan,oyun oynamaktan vazgeçtiğimiz için yaşlanırız. 6. Bazı insanlarla yüzleşmek zordur, haksız çıkarsın çünkü onların galip gelecekleri ikinci bir yüzleri daha vardır. 7. İnsan ne kadar çok şeyden utanırsa, o kadar şeref ve onur sahibi olur. 8. Kendi dilini bilmeyen başka dil öğrenemez. 9. Hayatta saadeti yapan şeyler çok küçük parçalardır. ''Bir iyilik, bir gülümseme, tatlı bir bakış, iyi bir dilek.. Aslında mutlu olanlar, bu küçük şeylerin huzuruna varmış olanlardır.. 10. Mutlu bir aile erken bir cennettir.
NEFSİN MERTEBELERİ
. Nefs-i Emmâre: Allah`ın emirlerine uymayan, yasaklarını çekinmeden yapan ve zevkine tabi olan nefistir. 2. Nefs-i Levvâme: Allah`ın emirlerine bazen uyan, bazen uymayan, işlediği günahlardan dolayı üzülen ve sevaplardan dolayı sevinen nefistir. 3. Nefs-i Mülheme: İlhama mazhar olmuş nefistir. 4. Nefs-i Mutmainne: İmân esaslarına inanan, İslâm`ın emir ve yasaklarına uyan, bu konularda hiç bir şüphe ve tereddüdü olmayan, neticede Allah ile manevî bir bağ kuran ve bunun lezzetine ulaşan nefistir. 5. Nefs-i Radiye: Her yönüyle Hakk`a yönelen, Allah`tan gâfil olmama şuuruna eren ve O`ndan razı olan nefistir. 6. Nefs-i Mardiyye: Bütün benliği ile Hakk`a teslim olan ve böylece Allah`ın kendisinden razı olduğu nefistir 7. Nefs-i Kâmile: Bütün kötülüklerden sıyrılıp manevi olgunluğa eren nefis. Bu mertebeye erişen bir kişinin bütün sıfatları güzeldir ve her hali ibadet sayılır
Erotizm Dozu Yüksek 11 Film 1. Color of Night (1994) Renk körü bir psikiyatrist olan Bill Capa, öldürülen bir arkadaşından bir grup terapisi devralır; fakat aynı günlerde kimliği belirsiz bir katil tarafından da takip edilmeye başlar. Yeni devraldığı grup terapisindeki kişilerin garip bir şekilde, Capa'nın birlikte olduğu genç bir kadınla
Reklam
5.cilt
1222. Ebû Hureyre radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallalllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." Buhârî, Îmân 28, Savm 6; Müslim, Sıyâm 203, Müsâfirîn 175. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ramazan 1, Savm 57; Tirmizî, Savm 1, Cennet 4; Nesâî, Sıyâm 39; İbni Mâce, İkâmet 173, Sıyâm 2, 33. ... “İnsan, inanmadan nasıl ibadet eder?” diye bir soru akla gelebilir. Doğrudur. Ne var ki, gerçekten inanmadığı halde inanmış görünüp şu veya bu gerekçeyle birtakım güzel işler ve ibadetler yapanların varlığı da bir gerçektir. Öte yandan insan, bir şeyin hak ve doğru olduğuna inanır ve yapar. Fakat ihlâs ve samimiyetle değil, riya, gösteriş, korku, itibar vs. gibi birtakım geçici gerekçelerle yapar. Bu tür davranışlar her ne kadar ibadet ve iyilik gibi görünse de, onları işleyeni maksadına ulaştırıcı nitelik ve kıvama sahip değildir. Daha açık bir ifadeyle bu davranışlar makbul değildir. İşte hadisimiz işin çok önemli olan bu yönüne dikkat çekmekte, ramazan orucunu, onun farziyyetine, faziletine, faydasına yürekten inanarak ve karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek yani tam bir ihlâs ve samimiyetle tutan kimselerin, geçmiş günahlarından arındırılacaklarını müjdelemektedir. Âlimler "geçmiş günahları" ifadesini küçük günahlar diye yorumlamışlardır. Müellifimiz Nevevî'nin belirttiğine göre bazı fakihler, küçük günah bulunmadığı takdirde ramazan orucunun büyük günahları hafifletebileceğini söylemişlerdir.
1. Ey arak ve ban ağaçlarına konan güvercinler acıyın bana Feryat edip böyle acılarımı çıkartmayın n’olur iki katına 2. Acıyın bana n’olur öyle inlemekli ağlamaklı ötmeyin Böyle ötüp de gizli arzularımı, saklı hüzünlerimiçıkartmayın açığa 3. Her akşam her sabah durmadan yolunu bekliyorum onun Dertli bir aşığın özlemiyle, ateşli bir âşığın iniltili çığlığıyla 4. Gada ağaçlığında yüzyüze geldi ruhlarımız bizim Ve eğildi o zaman üzerime ağaçların dalları ve‘fenâ’ etti beni oracıkta 5. Şevkten ve aşktan doğan değişik nice acılar tattırdılar bana Ve nice tutkular, belâlar, cefâlar düşürdü beni ‘fenâ’ya 6. Peki, Cem’de, Muhassab’da, Mina’da kim söz verecek bana? Kim duracak benim için Zatü’l-Asl’da? Kim bekleyecek beni Na’man’da? 7. Her yönden kalbimi kuşatıyorlar her an her saat Aşk uğruna acılara boğuyorlar beni öperek yüz sürüyorlar sütunlara 8. Tıpkı yaratılmışların en hayırlısının Ka’be’yi tavaf edişi gibi Sanki akıl delili bir noksanlık olduğunu söylüyor bunda 9. Evrenin Efendisi ‘nâtık’ olmasına rağmen öptü oradaki taşları Oysa Beytullah’ın makâmı nedir o insanın değeri yanında?
Hadislerden Öğrendiklerimiz 1. İnsan duâ etmeyi bilmezse, iyi şey yaptığını sanarak kendine bedduâ edebilir. 2. Allah Teâlâ’dan faydalı şeyler istemek için, Peygamber Efendimiz’in yaptığı duâları öğrenip onlarla duâ etmelidir. 3. “Allâhümme âtina” duâsını hem namazda tahiyyâtta, selâm vermeden önce, hem de yapılan her duâda okumalıdır. 4. Hastaları ziyâret etmeli ve onlara duâ etmelidir.
Muhammed bin Alkami (Rahimehullah)den rivayet edildi ki : Müminlerden dokuz kimseye kabir suali sorulmaz: 1. Cuma günü veya gecesi ölene 2. Her gece Mülk suresini okuyana 3. Ölüm hastalığında İhlas suresini okuyana 4. Şehide 5. Düşman karşısında nöbet beklerken ölene 6. Salgın hastalıklardan ölene 7. Peygamberler ve sıddıklara 8. Buluğa ermeden ölen çocuğa 9. Veba, kolera gibi bulaşıcı hastalıktan ölene
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.