Uygar bir toplumda insanların sevgiye de ihti­yacı vardır, ancak siyasal düzen ve toplumsal yapı sev­ginin imkansız hale getirildiği zorba ve gözetleyici bir sistemdir. İnsanlar sevgilerini gösterebilmek için kuytu köşeler, gizli geçitler, sakin ortamlar ararlar ama bula­mazlar, çünkü 20. yüzyıldan beri teknoloji, bankerler, mimarlar, mühendisler dünyayı toplama kampı haline getirmek için ellerinden geleni artlarına koymamışlardır. Ayrıca önlenemeyen ve katlanarak artan üreme de ka­labalıklaşmaya neden olmuştur. Metropollerdeki izdi­ham, tıkanıklık, kaos, kargaşa da eklenince, insanların sevgiden nefrete dönmesi ve nefret etmesi olağan hale gelmiştir.
Pdf
Müttefikimiz Türk Oğuz beyleri ve halkı, dinleyin: yukarıda gök çökmezse, aşağıda yer delinmezse, (D 19) Türk halkı, ülkeni ve yasalarını kim bozabilirdi? [Türk halkı (hatalarından dolayı) pişman ol ve] tövbe et! Asi yaradılışlı olduğun için (seni) beslemiş olan bilge hakanının refah ve huzur içerisindeki ülkesine karşı sen kendin hata ettin,
Sayfa 140 - Bilge Kağan Yazıtı
Reklam
Çetin Altan'ın son dönemine yetiştiydim ben. Birkaç arkadaşımla birlikte, 1960'ların ikinci yarısında, usul usul uyanmaya başlayan toplumsal bilincimizi kışkırtan kalemlerden biriydi. Neydi o zaman bizi yazılarına çeken? Sanıyorum, kimsede göremediğimiz yalınkılıç bir cüret buluyorduk yaklaşımında, yoksa değindiği konuları tartabilecek durumda, düzeyde olduğumuz söylenemezdi. Hemen ardından, 20'li yaşlarımızla birlikte o sorunları aştık, bundan herhangi bir şüphemiz yoktu: Kierkegaard ya da Troçki okuyorduk, bizim için Çetin Altan bitmişti.
20 Ekim 1771
Çünkü her şeyi kendimizle, kendimizi de herkesle karşılaştıracak şekilde yaratılmışız bir kere, bundan dolayı mutluluk ve hüznümüz bağlı olduğumuz şeylerden etkileniyor kuşkusuz, bu durumda en tehlikeli şey de yalnızlık. Doğası gereği kendini asmaya zorlanan, edebiyatın fantastik imgeleriyle beslenen hayal gücümüz, kendimizin en aşağıda bulunduğu bir dizi varlığı sıraya sokuyor, dışımızdaki her şey daha güzel, bizden başka herkes daha mükemmelmiş gibi görünüyor.
Sayfa 59 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
20. yüzyılın başlarında yaşayan antropolog Bronislaw Malinowski, bir zamanlar şöyle demişti: Benim görevim, sadece ilginç şeyleri araştırmak ya da batıl inançlar ve barbarca âdetlerle kendimi eğlendirmek değil. Vahşi olanın ruhuna girip onun gözünden dış dünyaya bakmak ve o olmanın nasıl hissettirdiğini hissedebilmektir.
19.Yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Anahatları
Siyasi tarihe 1789 Devrimi'nden başlamak, çoğu kez yanıltıcı oluyor. İlerde de görüleceği gibi, 19. Ve 20. yüzyıllar, hemen hemen tüm dünyada Avrupa'nın egemen olduğu yüzyıllardır. Dolayısıyla, siyasi tarihi 19. yüzyıldan başlatmak, daha doğrusu 19.yüzyıl öncesinin tarihi konusunda hiçbir değerlendirme yapmadan siyasi tarihe girmek, Onu Avrupa-merkezli biçime sokmaktır. Sonuç olarak, okuyucu siyasi tarihin konusunu tümüyle Avrupa tarihi olarak anlamakta ve bu da ya Avrupa'nın gereğinden çok yüceltilmesine ya da onun hepten yadsınmasına yol açmaktadır.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.