Sefalet içinde büyüyenlerin ne çocukluğu ne de gençliği olur. 15' inde 12, 16' sında 20 yaşında görünen bu çocuklar yaşam yolunu hızla bitirmek için adımlarını açmış gibidirler.
19. Yüzyılın son çeyreğinde İrlanda asıllı bir anne ve İngiliz asıllı bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldi Francis Scott Fitzgerald. 20. Yüzyılın en büyük Amerikan yazarlarından kabul edilen Fitzgerald Hamingway'ın da en iyi dostlarından biriydi.
.
'ÇATLAK' yazarın otoportresi olarak sunulmuş okura. Maruz kaldığı çöküntü ve onun yansımaları kimi zaman ayyuka çıkan bir kırılma noktasına ulaşırken kimi zaman durulan sorgulayan ancak hep baki kalan bir hal alıyor. Kırk dokuzun güzel hayalleri kurulsa da otuz dokuzunda maruz kaldığı bu çöküntü hali ile henüz kırk dördünde göç ediyor yaşamdan.
Okurla sohbet havasında yazılmış bir anlatı niteliğindeki bu miniminnacık dev eser.
Okuyun isterim.
Ermenilerin, 1973 yılını takiben, Türkiye'nin dış temsilciliklerine karşı giriştikleri cinayetler ve sözde soykırım iddialarına karşı, Fransız işgali sırasında Adana ve çevresindeki Ermeni komitecilerin, Fransızlarla birlikte, Türklere karşı giriştikleri zulüm ve cinayetlerini, camileri ahır haline getirip dinî-kutsal değerlere nasıl hakaret
20. Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah’ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir.
(Hadîd, 57/20)
Kitaba başlayarkən girişi oxumadım, sona saxladım, yaxşı da elə etmişəm, kitabların arxasını oxumağı da sevmirəm, məncə sevdikdən, bitirdikdən sonra oxunmalıdı. Kitab rahat oxunur. Mən yazarın qələmini də sevdim, zatən kitablarından oxumaq istəyirdim, bununla başladım. İncələməmdə də spoiler var. (Əslində əvvəlcədən araşdırmış biri üçün olmaz,
Kabartmalı çiniler Selçuk mimarisinde çok enderdir. Bunlar özellikle kitabeler, yazılar için kullanılmıştır. Daha az olarak bitkisel desene rastlanır. Bu güne kalan örneklerin çoğu lahitler üzerinde yer almaktadır.
Çini hamuru yumuşakken üstüne kalıpla şekiller kabartma teşkil edecek şekilde basılır. Aynı kabartma desen etrafı kesilerek de çıkarılabilir. Çini pişirildikten sonra üzeri tek renk krem, firuze, lacivert, mor veya yeşil sırla sırlanarak tekrardan fırınlanır. Daha etkili, lacivert zemin üzerine beyaz kabartma sülüs yazılı bir cinsi de vardır. Bunlarda çiniye beyaz astar çekildikten sonra kabartma yazılar şeffaf renksiz sırla, çukurlar lacivert sırla sırlanır ve fırınlanır. Sivas I. İzzeddin Keykavus Türbesi cephesinde (1219-20). Konya Alaeddin Camii'ne bitişik il. Kılıç Arslan Türbesi lahdinde (12. yüzyıl sonu) bu çeşit kabartmalı, sülüs yazılı çiniler kullanılmıştır.
Tek renk firuze, yeşil sırlı kabartmalı çiniler yine özellikle lahitlerde görülür.
Konya Alaeddin Camii'ne bitişik Il. Kılıç Arslan Türbesi (12. yüzyıl sonu), Konya Sahip Ata Türbesi, Konya Mevlana Türbesi lahitlerinde bu çeşit çini kaplama görülür.
Hz. İbrahim'in soyu, aslında üç semavi dini de kapsıyordu. Ancak 1800'lü yılların sonuna doğru ortaya çıkan ve 20'nci yüzyıla güçlenerek giren aşırı milliyetçi Yahudilerin öncülüğünü yaptığı Siyonist akım soyun İsrailoğulları olduğunu gündeme getirerek, politik bir hedef belirledi.
Okuma kulübümüzle bu ay Nobel ödüllü Boris Pasternak’tan Doktor Jivago’yu okuduk. Hem araya bayram tatilinin girmesi hem de kitabın hikaye ile karakter yoğunluğu sebebiyle bu ay okuyabildiğim tek kitap oldu.
1954-1955 yıllarında yazılan bu romana SSCB yetkilileri izin vermedi. Roman 1957 yılında gizlice İtalya’ya kaçırıldı ve burada çeşitli
Belki ermeni isyancılar tarafından Van'da yapılan vahşetin uygun bir şekilde örtülüp gizlenmesinin sebebi, ermenilerin bu konuda maharetle anlattıkları hikayelerdir: " Van'daki olaylar 20 Nisan 1915'te Türklerin ermenilere yaptıkları baskın ve saldırı ile başlamış ve bunu takip eden ermeni saldırıları sadece kendilerini savunmak için yapılmıştır." Hristiyan batıda kabul gören hikaye şekli bu idi, çünkü Hristiyanlar tarafından anlatılmıştı.
Timur’un 1387’deki İsfahan kuşatmasında başlangıçta 20 altın eden bir kesik baş,70 bin kesik başın sayıldığı kuşatma sonrası yarım altına kadar düşmüştü.
“Ah, inanın bana, çok basit yaratıklardık. Yine de bugün bilinmeyen pek çok şeyi biliyorduk. Kulaklarımızı istediğimiz gibi büküp dikebiliyor, istediğimiz vakit düzeltebiliyorduk. Omuzlarımızın arasını kolaylıkla kaşıyabiliyorduk. Ayağımızla taş atabiliyorduk. Bunu pek çok kere yaptım. Ayrıca, dizlerimi bükmeden kalçamdan aşağıya eğilip yere sadece parmaklarımın uçlarıyla değil, dirseklerimle bile değebiliyordum. Kuş yuvalarına gelince, eh, 20. yüzyıl çocuğu bizi bir görebilseydi! Ama yumurta falan toplamıyorduk. Onları sadece yiyorduk.”