İşte bunlarda hep bilgi serimden yeniden selamlar.
Hali vakti yerinde olmaktan ziyade bilgisi ve hayatı bilim ile olanlardan olmanız dileğim ile. İyi okumalar. 🎩
(Kitabın kendisini bilime inanan herkese fazlası ile tavsiye ederim Kitap elbette ki resimli ve daha verimli olacaktır umarım bu şekilde de katkısı olur tekrardan iyi okumalar.
7 (yedi) tamlık ve mükemmelliğin (hem fiziksel hem de ruhsal) sayısıdır. Anlamının çoğunu doğrudan Tanrı’nın her şeyi yaratmasına bağlı olmaktan alır. Söz insanın icadıdır lakin rakamlar tanrısaldır.
Matematik her ne kadar insan yapımı gibi dursa da hep vardı, tıpkı rakamlar gibi. Örneğin tüm dünyada şansın sembolü olarak bilinen 7 gibi. 7
7 sayısı neden bu kadar çok kullanıldı. Önemi neydi 7 sayısının bir rastlantı mı yoksa bilinçli yapılan birşey miydi?
1. Müzikte 7 nota vardır.
2. 7 temel renk vardır.
3. Dünyada 7 kıta vardır.
4. Gökkuşağı, 7 renktir.
5. Kuran-ı Kerim’in ilk suresi Fatiha, 7 ayettir.
6. Dinimiz İslam’da 7 mertebe vardır.
7. Topkapı Sarayı’nın 7 büyük kapısı
Caroline Nozière 16 Nisan 1772'de Versailles'da doğdu, Cabanis'in, karakterine ve zekâsına hayran olan doktor Dussuel'in kızıydı. 1786'da kralın oğlu, hafif seyreden bir kızıl hastalığına yakalanınca onu Dussuel tedavi eder. Kraliçenin arabalarından biri her gün gelir, Jean-Jacques Rousseau'nun bir çömeziymiş gibi, kitaplarıyla bitki koleksiyonu
Bu kitap maalesef yaşanmış gerçek bir olaya dayanıyor. Okunma sayısına bakacak olursak pek fazla okurun dikkatini çekmemiş ya da bu kitaptan insanların haberi olmamış. Tıpkı Aziz BineBine ve arkadaşlarından haberdar olmadıkları gibi. Burada yazdıklarım kitabın okura vermek istediği mesaj karşısında son derece değersiz ve yetersiz kalacaktır.
Canlıların bünyeleri dahilinde artık hiçbir işlev görmeyen organların bulunması merak uyandırıcı bir durumdur. Örneğin balinaların vücutlarında, dumura uğramış arka bacak ve leğenkemiği kalıntıları vardır. Bacaklar, karada ilerlemek için kullanılan uzuvlardır. O vakit, "balina ataları bir zamanlar karada mı yaşıyordu acaba?" diye
"İnsan vücudundaki bazı organların günümüzde pek işlevleri olmamasına rağmen, insanlık tarihinin başlangıcında önemli roller oynadıkları sanılıyor. Vücudumuz sanki başka şeyler de yapabilmek için yaratılmış gibidir. Örneğin çok ilginç yerlerimizde kıllar vardır, dizlerimiz olması gerekenden çok büyüktür, ayaklarımızda bu kadar parmağa ihtiyaç
Bazı insanlarda 20 yaş dişleri hiç oluşmaz, bazılarında oluşur ama çıkmaz, çoğu insanda oluşur ve sancılı bir şekilde çıkar, çok nadir ve şanslı bir grupta ise bu dişler oluşur ve sancısız bir şekilde çıkar.
İnsanlarda da bolca körelmiş organ örneği görülebilir. Örneğin 20 yaş dişleri, yine ot temelli diyetten, et ağırlıklı diyete geçmemiz ve beynimizin evrimi sırasında küçülen çene yapımızdan dolayı körelen organlar arasında yer alır. Bazı insanlarda 20 yaş dişleri hiç oluşmaz, bazılarında oluşur ama çıkmaz, çoğu insanda oluşur ve sancılı bir şekilde çıkar, çok nadir ve şanslı bir grupta ise bu dişler oluşur ve sancısız bir şekilde çıkar. Dolayısıyla körelen bir organda dahi geniş bir varyasyon olduğunu görmek mümkündür. Zaten bu varyasyon olmasaydı, seçilimden de söz edemezdik. Bu tür varyasyonlar, tüm diğer örnekler için de geçerlidir.
20 YAŞ DİŞİ NE İŞE YARAR?
Yabancıların 'akıl dişi' de dedikleri yirmi yaş dişleri geç çıktıkları gibi, çoğu kez problem de yaratırlar ve diş hekimlerince derhal çekilmeleri önerilir. Aslında çiğnemede pek fonksiyonu da olmayan bu dişler bize henüz yiyeceği pişirerek yemeyi keşfedemeyen atalarımızın mirasıdır. Onların çiğ yiyecekleri yemek için daha kuvvetli bir çeneye ve dişlere ihtiyaçları vardı.
~
Görevleri sadece çiğnemek olmasına rağmen, dişlerimizin içinde sinirler de vardır. Bu sinirler dişlerimizle ilgili acı, ağrı ve ısıyı beynimize iletirler. Yani dişimiz çürürse sinir bir problem olduğu konusunda beynimizi ikaz eder ama nedense bu ikazı diş çürüdükten, iş işten geçtikten sonra yapar; diş hekimleri de o dişi kurtarmak için önce sinirini alırlar.