Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Wong (2020) operationally defined the resilient mindset in terms of six attributes; •Be tough mentally in order to face a competitive and difficult world (Scarfe & Baxter, n.d.) We need control, commitment, challenge, and confidence to face adversity (Gucciardi, 2020). •Be responsible for adapting to each difficult situation with ethics and flexibility (Arslan & Wong, 2022). •Appreciate what you still have in spite of the losses. Appreciate the gift of being alive and the goodness in the world (Jans-Beken & Wong, 2019). •Practice mindfulness by accepting life at it is and embracing life with openness without judgement in order to have the clarity of mind to do the right thing (Moore, 2022).•Practice the meaning mindset (Wong, 2012) by looking for what is beautiful, good, and meaningful even in difficult situations. •Believein a better future through faith, hope, and love (Wong, 2023a. 2023b). According to Hanson (2020), a resilient mind is defined as "constructing a conscious, deliberate alignment of our physical, emotional, mental, and spiritual resources to effectively engage with a specific situation."
5 Ekim 2020 tarihine geldiğimizde Uraz hala pes etmiş değildi. Araz'ın uyanacağına inanıyordu. Tarihi o kazanın yaşandığı gün dondurduğunu ve Araz uyandığında kaldıkları yerden devam edeceklerini düşünüyordu. Kolundaki 01.09.2019 dövmesinin anlamı buydu. Gecenin bir vakti hastaneden çıkıp bomboş sokaklarda yağmurun altında gezerken yerde gördüğü bir kağıt parçast onun için bir dönüm noktası olacaktı.
Reklam
Neanderthalensis
(...) Neanderthalensis bireyinin diş plakları üzerinde yapılan çalışmalarda Homo sapiens türüne özgü mikropların varlığı keşfedilmiştir. Bu veriler, bu iki türün besinlerini paylaştıkları ve hatta daha ileri giderek öpüştükleri sonucuna işaret etmektedir.(Hansen 2020:157). Ele geçen fosiller üzerinde yapılan DNA analizleri sonucunda açık
Sayfa 42 - RedingotKitabı okudu
Devlet bilerek zarar ettiriliyor. Türk halkı acımasız şekilde soyulmaktadır. Hem milletin cebinden 1 lira çıkmayacak diyorlar hem de 2019 bütçesine 14 milyar TL, 2020 bütçesine 25 milyar TL, 2021 bütçesine 28 milyar TL koyuyorlar. Türk milleti, geçmeyen araçlar, tedavi görmeyen hastalar için para ödüyor ve ödemeye devam edecek.
AKP propaganda bütün manipülasyonlarına rağmen Türkiye 2002-2018 arasında 1960'tan bu yana en düşük büyüme sürecinden geçmiştir. 2002-2018 arasında büyüme oranı ise sadece yüzde 4,4 olmuştur. Bu dönemin ilk aşaması olan 2002-2007 arasında yüzde 6,8 iken, 2008-2019 arasında ise yüzde 3,6'ya düşmüştür. Ve bu büyüme, kalitesi düşük büyüme olmuştur. AKP propaganda mekanizması çok övülen AKP dönemindeki kalkınma, gelişmekte olan ülkelerin (GOÜ- Gelişmekte olan Ülkeler) altında kalmıştır. 2002-2018 arasında GOÜ yüzde 5,8 oranında büyürken, AKP Türkiye'si yüzde 4,4 oranında büyümüştür. Gerçekleşen büyüme de tamamen dış borca dayalı bir büyüme olmuştur. 2002 yılında 128 milyar dolar olan dış borcumuz 2020 Haziran ayı itibarı ile 530 milyar dolara yükselmiştir. AKP iktidarı Türkiye'yi üretimi değil tüketimi teşvik için dış borç batağına sürüklemekle kalmamış, Cumhuriyet tarihi boyunca Türk milletinin dişinden tırnağından artırarak inşa ettiği her türlü tesisi ve fabrikayı yok pahasına bir ekonomi bakanının ifadesi ile “babalar gibi” satmıştır. 2003-2017 arasında 101 kuruluştaki kamu hisseleri satılmıştır. 85 elektrik santrali satılmıştır. 40 işletme, 10 liman, devlete ait 11 otel ve 3630 taşınmaz ile 37 maden sahası satılmıştır. Devlete ait 6800 makine ve teçhizat ile 155 isim hakkı satılmıştır. Bu özelleştirme adı verilen süreç sonunda 60 milyar dolar elde edilmiş, bu miktarın 1 doları üretim için harcanmamıştır.
Türk Vatandaşlarının Türkiye Dışına Göçü
Birinci büyük göç, dış göçtür. 2016'da 69.326 ve 2017 içinde 113.326 vatandaşımız ülkeyi terk etmiştir. Bunlar iyi yetişmiş, orta üst ve üst gelir gruplarına mensup insanlardır. Dış göç 2018-2019'da artmış ancak 2020'de Covid-19 salgını nedeniyle durmuştur. Bu göç ile Türkiye beşeri sermayesini yitirmektedir. Yetişmiş, genç ve Türkiye'ye uzun yıllar büyük katkılar yapabilecek yurttaşlarımız kayıp hanesine yazılmaktadır.
Reklam
Takvimin menşei konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bazı araştırmacılar, takvimin Çin menşeli bir sistem olduğunu savunurken, bazı araştırmacılara göre ise, on iki hayvanlı takvim Türklerin geliştirdiği kronolojik bir sistemdir. Takvimin Çinlilerin geliştirdiği bir sistem olduğunu savunan Thomsen’a (1935) göre, Türkler, Çinliler ile olan yakın ilişkileri sonucu böyle bir sistem ile karşılaşmıştır. Bazin’e (2011) göre ise, beşinci yıla karşılık gelen ejder, Çinin efsanevi hayvanıdır bu da takvimi Türklerin geliştirdiği sistem olmaktan çıkarmaktadır. Bazin’in (2011) aksine Eberhard (1996), Hunların başkentlerinin ‘‘Ejder Şehri’’ olarak anılmasının, ejderin o dönemde bir kült olarak kabul edildiği, dolayısıyla Türklerin böyle bir sisteme sahip olabileceği görüşündedir. Turan (2019) ve Chavannes (2020) ise, on iki hayvanlı takvimin Türklerin geliştirdiği bir sistem olduğu görüşündedir. Chavannes (2020), Hunlarla olan yakın ilişkiler sonucunda takvimin Çinliler tarafından tanındığını ifade eder.
Sayfa 3 - Thomsen, 1935: 90; Bazin, 2011: 126-127; Eberhard, 1996: 77; Turan, 2019; Chavannes, 2020: 35Kitabı okudu
AVRUPA BİRLİĞİ 2020 YILI ÜLKE RAPORUNDAKİ TESPİTLER
1. Türkiye'nin Suriye, Libya, Doğu Akdeniz'deki faaliyetleri AB- Türkiye ilişkilerini giderek bozmaktadır. SRF 2. Türkiye'de demokrasi ve temel haklar olağanüstü hål sonra sında geçen sürede iyiye gitmediği gibi daha da kötüye git miştir. 3. Güçler ayrılığı ortadan kalkmıştır. 4. Yargı bağımsızlığına olan inanç ve güven ciddi
105 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.