Altı üstü; Doğu Ekspresinde Cinayet, Yaban, Suç ve Ceza, İhtiyar Balıkçı, Aşk-ı Memnu, Kumarbaz başlıklarında 6 birbirine bağımlı öykü ve 96 sayfadan ibaret.
Öykü başlıkları tanıdık geliyor değil mi? Öykünün tamamı, başlıklara uygun olarak kurgulanmış.
30 Ekim 2020" de, İzmir"in Seferihisar ilçesinin açıklarında meydana gelen 6.6
Merhaba Sevgili Öyküseverler
Bugün size “altı üstü” altı öyküden oluşan bir hikaye kitabı ile geldim: Ümit Yalçın Doğan’ın yazmış olduğu “ Altı Üstü” isimli öykü kitabı… Hikayelerin isimleri de şu şekilde : “Doğu Ekspresinde Cinayet”, “Yaban”, “Suç ve Ceza”, “İhtiyar Balıkçı”, “Aşk- Memnu”, “Kumarbaz”… Kitabı bitirince arka kapak yazısındaki; “Dünya küçük, hayat kısa.” lafını çok iyi anladım gerçekten. Eminim ki sizler de bu kitabı okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Kitaptaki ilk hikayemiz, mecburi sebeplerle binilmiş bir tren yolculuğu ile başlıyor. Hikayeler bir trenin vagonu misali, bir sonraki hikayeye bağlanarak devam ediyor. Yani bu altı hikaye birbirinden bağımsız hikayeler değil. Son hikayeye gelindiğinde ise bir hayat, belki depremle değil ama hayal ve güven kırıklığı ile yıkılıyor. Bir trenle başlayan o yolculuk, perdesini tren raylarında mı kapatıyor? İşte orası da biraz meçhul…
Bu arada kitapta 30 Ekim 2020 ‘de İzmir’de olan depremi de konu alan hikayeler vardı. Bu depremden bir gün önce de yeğenim Çınar doğmuştu. O depremi evde yalnız başıma yaşamış biri olarak , hikayeleri okudukça sanki o günü yaşadım. Ablamlar bu depremi bebek ile birlikte hastanede yaşadılar.Şükür ki hiç birimize bir şey olmasa da o korku hala üzerimizde. Aklıma gelmişken bu anımı da yazmak istedim.
Kıral bir gün rüyasında çok kötü şeyler görmüştü
Bir tane bile kalmamış, tüm dişleri dökülmüştü.
Sabah yanına çağırdı sarayın yorumcusunu
Yaşlı adam anlamıştı Kıral’ın bu korkusunu.
Kıral baştan sona kadar tüm rüyasını anlattı
Yorumcu dinledi sonra Kıral’a korkuyla baktı.
Söz aldı: “Kıralım rüya bazen söyler geleceği
Ama ne olursa olsun
2020 yılında, Pençe-Kilit operasyonunda, EYP patlaması sonucu bu hale gelmiş yiğidimiz. Güzelliğine bir bakın...o yürek, nasıl da yansımış her zerresine...
İyi ki varsın... hakkın ödenmez..Yusuf YOLCU
🌹🤲💐🌼
Yine 22 mayısa az kaldı ve benim en şanslı günüm o gün oldu.
Hayatıma girdiğinde nereden bilebilirdim ki bu kadar değerli olacağını.
İki yabancıydık ve şimdi benim her şeyim oldun.
İyi ki varsın iyi ki hayatımdasın seni çoooooooooooookkkkkkkkkk seviyorummmm.
Model Evren
İlk baskısı Ocak 2020'de Edebiyatist etiketi ile yapılan Model Evren, Politik/Sert Bilimkurgu türünde bir romandır.
Yapay Zekâ, insanlık için bir tehdit midir?
İnsanı kendisinden korumak mümkün müdür?
Biricik İnsan ve Biricik Tanrı modellerinden şüphe duymalı mıyız?
Bilim ve din arasında yaşanacak muhtemel savaşın galibi kim olacak?
Zamanın sınırlarını aşan bu roman, teknolojinin sunduğu olanaklarla şekillenen geleceğin toplumunu tasvir ediyor. Model Evren; Lucas ve Nora'nın hikâyeleri aracılığıyla, okuyucuları varoluşun derin sırlarına doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Bu cesur ve yenilikçi macera, sizleri bilinmeyenin kalbine götürerek, hayatın gizemlerini keşfetmeye davet ediyor.
“Karanlık hayatıma o girdikten sonra, uzandığım her yerde parıltılı bir gökyüzü oluştu.” Diyor Bam. Her şeyini verdiği kız hakkında konuşurken. Onu bulma uğruna bütün tehlikeleri göze alarak kuleye tırmanmayı seçiyor Bam. İşte işler o zaman karışmaya başlıyor. Çünkü Bam kuleyi tırmanmaya başlarken kendi hakkında bilmediği sırları öğrenecek ve kendini kimsesiz, önemsiz sanırken aslında öyle olmadığını öğrenecek. Bam aslında kim?
“Harika bir çizgi roman. Çizgi roman 2020 yılında internette karşıma çıktı ve okumaya başladım. Baya bir bölüm okudum. Bu nedenle hikayeye çok hâkimim. Çizgi romana D&R da denk geldim ve çok mutlu oldum. Hemen ilk iki çizgi romanını satın aldım ve okudum. Hem sayfa kalitesi çok güzel hem de çizimler harika. Okurken insan keyif alıyor. Aynı şekilde konu bakımından farklı olması da çizgi romanı okurken insanın merakını artırıyor.”
Ayrımcılığı, şiddeti, eşitsizliği, ekonomik krizi en derin yaşayan lar her zaman kadınlar olmuştur. Ülkemizde de 2018 yılında başlayıp halen etkilerini ağır bir şekilde hissettiğimiz ekonomik kriz ve 2020'de yaşamlarımızı derinden etkileyen pandemi süre ci, kadınları daha da işsizleştirmiş, emeğini daha da ucuzlaştırıp değersizleştirmiştir. Ancak bu durum kader ya da fıtrat olarak değerlendirilemez, kadın emeğini daha görünmez, güvencesiz ve değersiz kılan mekanizma toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle çalış maktadır ve bu mekanizmayı tersine çevirmenin yolu da toplum sal cinsiyet eşitliğinden geçmektedir.
Arzu Çerkezoğlu - Ayrımcılık, Düşük Ücret ve Güvencesiz Kadın istihdamını Yıkalım mı?