Yükseliş; empati ve merak duygusunun toplumsal normlar tarafından sınırlandığı, farklılıklara tahammülsüzlüğün insani değerlerin önüne geçtiği, önyargıların bakış açısını daralttığı bir kasabada ; başına gelen doğaüstü bir durumun da etkisi ile kişilerarası değer kavramını, etkileşimi, sevgi ve saygıyı çevresindeki insanlara öğreten bir adamın kısacık ancak etkileyici hikayesini konu alıyor. Stephen King'in 125 sayfalık bu hikayesi, sıradan bir konuyu sıradışı unsurlar çerçevesinde işleyerek, mesajını vurucu hale getiriyor. Fantastik unsurlar; bir neden-sonuç ilişkisine dayandırılmasa da, söylemek isteğini çok etkili bir şekilde yansıttığını düşünüyorum.
42 yaşında, eşinden ayrılmış, yalnız yaşayan Scott Carey nedenini bilmediği bir şekilde kilo kaybetmektedir. Bu durumun en dikkat çekici yanı ise; görünümünde herhangi bir değişiklik olmaması, eline aldığı ağırlıkların ve üzerine giydiği giysilerin de ağırlıksız hale gelmesidir. Gün geçtikçe dıştan herhangi bir değişim gözlenmese de hafifleyen, zihinsel ve fiziksel anlamda enerji ve canlılık kazanan Scott Carey bu durumu arkadaşı Doktor Bob Ellis ile paylaşır. Değiştiremeyeceği durumu benimsemeye karar veren Scott'ın, kasabada lokanta işleten ve insanların önyargısına maruz kalan Deidre ve Missy çifti ile ilgili zihninde bir plan şekillenmeye başlar.
Bir solukta okunan, bazı sorulara cevap vermemesine ve kısa olmasına rağmen duyguları harekete geçiren bu hikaye, yazarın etkili anlatıcılığı ile beğenerek okuduğum tadımlık öyküleri arasında yerini aldı.