Teşvîku'l-Ervâh ve'l-Kulûb ilâ Zikri Allâmi'l-Guyûb İbnu's-Serrâc, eserini dört bölüm olarak kaleme almıştır. Kitabın üç bölümü bir ciltte, mutasavvıflar ve onların kerametleri hakkında bilgileri derlediği "Tuffâhu'l-Ervâh ve Miftâhu'l-Arbâh" adını verdiği bölüm ayrı bir cilttedir. Bu durum eserin
Sayfa 20 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Giriş
karanfil
(16 Haziran 2004) Ayça okulunun kapısından koşarak çıkarken etrafına göz gezdirdi. Tanıdık hiçbir yüz görmemenin verdiği üzüntüyle omuzları çökmüştü. Bugün annesi de babası da onu okuldan almaya gelmemişlerdi. Bu çok sık yaşanan bir durum değildi. Sadece annesinin ve babasının işi olduğu zamanlar olan bir durumdu. Babası muhtemelen daha işten
Reklam
Güngörmez
"Hiç sevmem kışları" derdi. Neymiş üşürmüş de kalın giymek zorunda kalırmış. "Hahh" dedim içimden. "Yazın da, kışın da mahallenin en pejmürdesi sensin..." Bunları o zamanlarda çok yakın olup da sevemediğim, şimdilerdeyse rahmetli olan canım arkadaşıma söylerken yıl 1995 aralığın 17'siydi. Şimdiyse 2006 yazının
Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki 23 Haziran 1950 tarihinde bir Tamim ile bütün müftülüklere ezanın Arapça okunması emrini içeren bir yazı göndermiştir...
Hristos Kilisesinin Papa Eftimden Alınıp Fener Patrikhanesine Verilmesi
Fener Rum Patrikhanesi yetkilileru 20 Eylül 1946 tarihinde Başbakanlığa verdikleri dilekçede İstanbul Galata'da bulunan Paniaya Kafatiani ve Hristos Kiliselerinin eskiden beri Rum cemaatine ait iken bir süre önce Papa Eftim tarafından hiçbir hakkı olmadığı halde bu kiliselerin kıymetli eşyalarının ve gelir getiren mallarının zapt edildiğini ve Papa Eftim'in halen bu gelirlerden yararlanmakta olduğunu, hatta Papa Eftim'in kiliseye devam edecek cemaati olmadığı için bu kiliselerden birini depo olarak kullandığını belirterek bu iki kilisenin adı geçenin elinden alınıp Fener Rum Patrikhanesi'ne iade edilmesini isterler. Daha önce bu konu ile İstanbul Vakıflar İdaresine ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne başvurmuş olmalarına rağmen kendilerine lehte veya aleyhte bir geri dönüş yapılmadığını da eklerler. Patrikhane'nin bu isteği İçişleri Bakanlığı tarafındab uygun bulunarak Papa Eftim'e Hristos Kilisesi'nin Fener Rum Patrikhanesi'ne teslim edilmesi emredilir. Papa Eftim ise İçişleri Bakanı Şükrü Sökmensüer'e gönderdiği dilekçede 23 yıldan beri Fener papazları ve Rumlukla alakasını kesen Hristos Kilisesi'nin Fener papazlarına teslim edilmesinin emredildiğini ve milli emellere hizmet eden bu kilisenin Türk adını benimsemeyi zul ve leke kabul eden kişilere teslim edilmesine vicdanının razı olmadığını belirterek Türk vatan ve milletinin hayrına olmayan bu yanlış ve bütünüyle kanunsuz kararın değiştirilmesini ister. Ancak Papa Eftim'in bu isteği dikkate alınmayarak 18 Haziran 1947 tarihinden itibaren Hristos Kilisesinin Fener Rum Patrikhanesi'ne verilir.
Ne olmuştu?
1982 Şeker Bayramı'nın yaz mevsimine rastladığı yıl... "Losin my mind, going back in time to 1982"* (1982'ye zamanda yolculuk yaparken aklımı yitirecek gibi oluyorum)
Reklam
Bidünyakitapgrubu Hakkında Her Şey!
Bi Dünya Kitap Grubu , 3 yıldır büyüyen, 1100'den fazla üyesi olan bir WhattsApp kitap okuma grubudur. Topluluğumuz ücretsizdir. Ayda 4 kitap okuyup 2 haftada 1 kere grupça okuduğumuz kitaplar hakkında yaptığımız çevrim içi sohbetlerle verimli okumalar yapıyoruz. Her ay farklı şehirlerde düzenlediğimiz yüz
1939 Mart'ından itibaren Almanya ve İtalya'nın revizyonist politikaları, Avrupa'nın savaşa doğru gidişi Türk-İngiliz ittifakına yol açmıştır. Fransa bu blokta yer almak için Hatay'dan vazgeçmek durumunda kalmış, Fransa ile Türkiye arasında Haziran 1939'da Türkiye ile Suriye arasında toprak sorunlarının kesin çözümüne ilişkin anlaşma imzalanmış, Hatay Türkiye'ye verilmiştir. Bunun üzerine, 29 Haziran 1939'da son toplantısını yapan Meclis, oybirliği ile Türkiye'ye katılmaya ve Meclis'in dağılmasına karar vermiş, bu anlaşmaya istinaden Fransız birlikleri 23 Temmuz 1939'da Hatay'ı terk etmişlerdir.
Sayfa 57 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Eczacıbaşı'nın hikayesi
Almanya'da kimya eğitimi alan Nejat Eczacıbaşı, kişisel tasarılarını gerçekleştirmek amacıyla 1940'ta İstanbul'a geldi, işe özellikle II. Dünya Savaşı sırasında ithali yapılamayan bazı kimyasal maddeleri üretmekle başladı. O dönem balık yağı içmek sağlıklı yaşamın bir simgesi sayılıyordu. Yaşlı kişiler, kış aylarında balık yağı
Sayfa 61 - Business DergisiKitabı okudu
İlk otomobilin hikayesi
Endüstrinin çekirdeğinin bile bulunmadığı Genç Cumhuriyette, Cer Atölyesi'ni önemli görevler beklemekteydi. Adı her ne kadar Cer Atölyesi olsa da, aslında bir fabrika gibi çalışıyordu. Haziran 1961'de Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendisleri, Ankara'da bir toplantıya çağrıldı. Toplantıda Ulaştırma
Sayfa 50 - Business DergisiKitabı okudu
Reklam
2023 böyle geçti
(Satır sonlarında yazanlar bitirme tarihi ve saati) 2023 kitapları : 307 OCAK 1. Charles Bukowski - Kapalı Bir Kapıdır Cehennem 01.01.2023 2. Charles Bukowski - Bana Aşkını Getir 02.01.2023 18.26 3. Can Yücel - Maaile 04.01.2023 19.30 4. Can Yücel - Portreler 05.01.2023 18.35 5. Edip Cansever - Ben Ruhi Bey Nasılım? 05.01.2023 23.36 6.
Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı
Osmanlı döneminde Hatay diye bir vilayet yoktu.Bu gün Hatay sınırları içinde bulunan Hassa ve Dörtyol Adana’ya,Antakya ve İskenderun ise Halep’e bağlıydı.Bölge Osmanlı’nın bütün toprakları içinde en verimli olanlardandı.Burada;Türk,Arap,Ermeni,Rum,Yahudi birlikte yaşıyordu.Bugün de aynı fotoğraf karesi içinde görebilirsiniz.Atatürk daha 1918’lerde bölgeyi Türkiye topraklarında,yani Misakı Milli sınırları içinde düşünüyordu.Ancak bölge Fransızların gözdesiydi.Bırakmak istemediler.1938’de Fransa’nın,Milletler Cemiyeti’nin de devrede olduğu diplomatik girişimlerle Hatay Devleti kuruldu. 23 Haziran 1939’da Türkiye’ye katılması kesinleşti. 7 Temmuz 1939’da TMMM’de kabul edilen bir yasayla Hatay ili kuruldu. Süriye;Hatay gerilimi sürdürdü.Bu gerilimle 21.yüzyıla girdik.
Sayfa 115 - Bilgi yKitabı okudu
Osmanlı Yurduna Dönüş
Ali Naci, Royal Naval College'deki eğitiminin ardından 19 Şubat 1895 tarihinde yurda dönmüş ve Mekteb-i Bahriye'de Hendese muallimliği yapmıştır. Haziran 1898'de binbaşı, 19 Eylül 1900'de yarbay, 23 Temmuz 1908'de albaylığa yükselir. İkinci Meşrutiyet'ten sonra Kala-1 Sultaniye (Çanakkale) Kuva-yı Mürettebesi Kumandanlığı Erkân-ı Harbiyesi, muvakkaten Birinci Daire Şube Müdürlüğü, Seyr-i Sefain Kurs Müdürlüğü, Peyk-i Şevket Süvarisi, Seyr-i Sefain İhtisas ve Kurslar Müdürlüğü, Karadeniz Boğazı Mevki-i Müstahkem Kumandanlığı bünyesinde istihdam edilir. Ali Naci Bey'in hafızalara kazınan görevi ise 1899-1908 yılları arasında icra ettiği Mekteb-i Bahriye Seyr-i Sefain ve Hey'et-i Bahriye Muallimliğidir...
168 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
kalemi kamera gibi kullanmak; bir çanakkale savaşı günlüğü..
18 mart 1915 deniz savaşı sonrası 25 nisan 1915te başlayan çanakkale kara savaşlarına dair yerli yabancı yazarlar, tarihçiler, araştırmacılar tarafından yazılmış birçok kitap var. okumuş olduğum bu kitap dışarıdan bakıldığında bunlardan biri gibi görünse de aslında tam olarak böyle değil. zira
Kıyamet Koptuğunda
Kıyamet Koptuğunda
adı verilen kitap çanakkale kara savaşında
Kıyamet Koptuğunda
Kıyamet KoptuğundaHasan Cevdet Temizkanlı · Yeditepe Yayınevi · 201526 okunma