Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ikinci meclis önünden etnografya müzesine doğru,
Atatürk'ün tabutunun sadece 2,2 km'lik bir yolu tamamlaması 2 saat 25 dakika sürmüştü; başka bir deyişle saatte 1 km hızla ilerlenmişti. Bu hız, daha önceki İstanbul ve Ankara törenlerindeki yürüyüş hızlarından (sırasıyla saatte 1,63 ve 1,46 km) belirgin bir biçimde daha düşüktü.
"masum" ermenilerin "masum" hareketleri
25 Temmuz 1905'te onlar daha korkunç bir işe girişmekten çekinmemişler; yani cuma selamlığında, Padişah Sultan Hamid'i öldürmek için Machine infernale denilen saatli bir bomba patlatmışlardı. Padişahı öldürdükten sonra onlar Babiali'yi, köprüyü, tüneli, Osmanlı Bankasını ve daha bazı yerleri havaya uçuracak, İstanbul'da kanlı bir hava meydana getirecek ve bu suretle ecnebi müdahalesini sağlayarak Ermeni isteklerini elde edeceklerdi.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
ne yani 3 gün sonra ben fravunlar gibi gülüp eğlenecek miyim?
Doğum günü kutlama adeti nereden çıkmıştır? Günümüz insanlarının her sene kutladıkları doğum günü adeti tarihteki uygulamalarla tam bir tezat oluşturur. Çok eski çağlarda kişiyi ölüm yıldönümü ile anmak adetti. Kadınların ye çocukların bu gibi yıldönümleri ile alakaları yoktu. Zaten kimsenin doğduğu gün bir yere kaydedilmiyordu ki
Sayfa 10 - AykırıKitabı okuyor
Tüm ömrümüzün yaklaşık üçte biri uykuda geçmektedir. 75 yıl yaşayan bir insan, yaklaşık 25 yılını karanlık bir hücrede hiçbir şey yapmadan geçirmiş demektir.
Hadis-i Şerif
“İnsan öldüğü zaman kendisinden ameli kesilir (sevâbı yazılmaz): Ancak üç şey müstesnadır: Onlar da, sadaka-i câriye (vakıf gibi faydası devamlı olan hizmet) ve kendisinden faydalanılan ilim veya kendisine duâ eden sâlih evlât." (Sahîh-i Müslim, 25/14)
Harf devriminin bir gece halkı cahil bıraktı iddiası üzerine
Bugün üzerinde konuşulan bir konu , alfabe değişikliğiyle birlikte tüm bir ulusun birdenbire okur yazarlığını yitirmiş olduğu iddiasıdır. Bu iddia, gerici çevrelerin uydurduğu şehir efsaneleri'nin başta gelenlerindendir. Yeni Türkiye'nin, kurulduğu 1923 yılındaki okuryazarlık oranı yüzde 10'un altındaydı. Bu oran, 1935 nüfus sayımı sonuçlarına göre yüzde 19,25'e çıkmıştır. Yani alfabe değişikliği yapıldığında okuryazarlık orarının yüzde 15'in altında olduğunu varsayabiliriz . O dönemde okur yazarlar arasında lise ve üstü eğitim alanların mutlaka bir yabancı dil bildiklerini, bunun da çok büyük oranda Fransızca olduğunu düşünürsek, alfabe değişikliğinden mağdur olanların oranının yüzde 10 un çok altında kaldığını kolaylıkla söyleyebiliriz. Bu istatistiksel veriyi farklı bir açıdan yorumlayacak olursak, modern eğitim almış seçkin sınıf mensuplarından mağdur olan olmamış, toplumun ezici bir çoğunluğu için ise günlük yaşamda değişen herhangi bir şey olmamıştır.
Reklam
Peki, insanın hayatını mahveden, dünyadaki tüm kötülüklerin kaynağı olan günah sorununun çözümü nedir? Günahın tek çözümü bu günahlı yaşamın "ölmesi" ve yerini "yeni hayatın almasıdır (Rom 5:12-21). Tanrı insanla tarih boyunca yaptığı antlaşmalar aracılığıyla, günahın ne olduğunu ve sonuçlarını açıklamıştır (Rom.7:7-25). Tanrı'nın Sözü sayesinde insan günah konusunda cahil bırakılmamıştır. Ancak birtakım dinsel eylemler gerçekleştirmekle günahın getirdiği sonsuz mahkûmiyetten kurtulmak da mümkün değildir. İnsan sadece, Tanrı'nın başlangıçtan beri tasarladığı ve tüm tarihi buna göre şekillendirdiği kurtuluş müjdesinin gücüyle günaha tutsaklıktan özgür olabilir (bkz. Makale: Kurtuluş, s. 1716) ve insanın günahtan ötürü üzerine aldığı yargı ancak Isa Mesih'in carmihta kendini günahı insan yerine kurban ederek akıttığı kanı aracılığıyla kalkar . (Rom 5:12-21).
kitabın son cümlesi
Yaz havası cenaze gününe kadar sürdü.Gisson Ana, güneşten inip topraga girmişti. Kış, o gününün gecesi kar fırtınasıyla ansızın bastırdı. On beş dakika içinde ısı 25 derece düşmüştü.
Sayfa 345Kitabı okudu
Biraz abartmıyor musun sence de aytunç'cum...
Walpurga sadece Katolikler için değil, dikkat çekicidir ki, Şeytan’a tapan Satanistler için de çok kutsaldı. Karabüyü ve Okültizmle uğraşanlar her yıl 25 Şubat gününde Azize Walpurga’nın adıyla gizli bir ayin yaparak ‘kanlarını arıtıyorlardı.’ Bu kan arıtma töreni (blood purification), hem gizli hem de Katolik Kilisesi’nin dogmalarına aykırıydı. Garip, ama şu da bir gerçektir ki, Adolf Hitler ünlü kitabı Kavgam'ın her sayfasında Katolik Kilisesi’ne aykırı düşmek pahasına büyük halası(!) Walpurga’nın adaşı adına düzenlenmiş Karabüyü ve Okült törenlerindeki gibi ‘kan arıtma’ ve ‘arı kan’ tezlerini işlemiş ve savunmuştu.
Sayfa 64 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okuyacak
25.11
Ben seviyorum ve kimse bu duyguyu benden ayıra­maz. … Güzelim bir sonbahar ikindisinde ona doğru yü­rürken zırhımı yere bıraktım ve bir daha da kuşanama­dım. Savunmasızım ama pişman değilim.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.