Dil devrimi çalışmaları İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı döneminde aynı hızla sürdürülmüştü. Türk aydınının, Türkçe ye­rine yabancı dilde sözcükler ve terimler kullanmak eğiliminde ol­duğunu sezinleyen İnönü, 26 Eylül 1941'de Dil Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajda bu davranışın Türkçenin gelişmesini engel­lediğini vurgulayarak şunları belirtmişti: "Eğer Türkler bilimin her dalında yabancı diller için ça­lıştıkları kadar kendi öz dilleri için emek çekselerdi, Türk di­li çok zamandan beri eksikliklerinden tamamıyla kurtulmuş ve medeniyet dünyasının örnek bir dili olmuş bulunurdu. Aynı alışkanlık bugün de bizi kolayca elde edeceğimiz çok ilerleyiş­ten alıkoymaktadır. Ulusa söz işittiren ve okutabilen her ay­dınımız, dil işinde bir tek yabancı kelimenin eksik olmasını, özenmeye değer bir zevk saysa, birçok sıkıntıyı hiç fark etme­den geçebiliriz."
Sayfa 62 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ekim 2014Kitabı okudu
Mustafa Düzgünman'ın rahatsızlığının had safhalarından birinde, 1941 yılında, Saim Efendi kendisini dükkanında ziyaret etmiş olan babam Mehmet Nfinıllah Özemre'ye: "Hafiz Bey; dün gece alem-i manada ' türbesinin önünde Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri'ne mülaki oldum. Bana: Saim Efendi, Mustafa'yı artık bize ver dedi. Ben de: Sultanım, o zaten sizin dedim ve uyandım" diye bir rüyasını nakletmiş ve bunun oğlunun Ahiret'e göçmesi zamanının geldiğine delalet ettiği endişesiyle de gözlerinden iki damla yaşın sakalına doğru süzülmüş olduğunu rahmetli babam evde naklettiğinde hepimizi derin bir hüzün basmıştı. Bu endişenin isabetsiz, fakat rüyanın ise sahih bir rüya olduğu daha sonra ortaya çıkacaktı. Nitekim Mustafa Düzgünınan bu rüyadan sonra 50 sene daha yaşayarak 12 Eylül 1990 tarihinde 71. yaşını sürerken Alem-i Beka'ya göçecek; ama Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri'nin türbedarlığını yapan Eşref Efendi'nin vefatından sonra tayin edildiği aynı görevde bu Hazret'e tam 26,5 yıl aşkla, şevkle hizmet etmiş olacaktı.
Reklam
(Y) EZİDİ …!
İNANÇLARI VE TARİHLERİ: Özet Ezidiler Kürttür ve anavatanları ile politik ve sosyal anlamda aynı kaderi paylaşmaktadır. Etnik veya dil yönünden değil, inanç kimliği üzerinden tanımlanan küçük bir Kürt topluluğudur. Türkiye, Suriye, Irak ve eski Soyyetler Birliği’ne dağılmış olan bu topluluk, genellikle çiftçilik ile hayvancılıkla uğraşır. Kürt
Türk Edebiyatının En İyi Yüz Romanı
İnce Memed, Yaşar Kemal Tutunamayanlar, Oğuz Atay Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar Huzur, Ahmet Hamdi Tanpınar
İdil-Ural Lejyonu Wolgatatarische Legion
İdil-Ural Lejyonu Makalenin ikinci bölümünde Sovyet tarih yazıcılığında ayrıntıları belirtilmeyen ve anlatıldığı zamanlarda da olumsuz ve eksik bir şekilde ele alınan SSCB’li Türk halklarının II. Dünya Savaşı yıllarında Almanya ile yaptığı işbirliğinden bahsedilecektir. Burada savaşın çeşitli yönlerinin olduğu unutulmamalıdır. Savaş, taraf ülke
BARBAROSSA HAREKATI - 1941
27 Eylül 1940'ta Almanya, ltalya ve Japonya arasında Üç Devlet Paktı'nın imzalanmasının ardından, Molotov 12-13 Kasım tarihlerinde Berlin'de Hitler ve Ribbentrop'la yaptığı görüşmelerde Sovyetlerin pakta katılma ihtimallerini araştırmaya başladı. Boğazların kontrolünün Sovyetler Birliği'nin güvenliği açısından elzem olduğunu ve bu konuda Türkiye'yle anlaşmaya varabileceğini belirtmişti. Almanlar 26 Kasım'da Türkiye'yi ingiltere'yle ittifakından ayırabilmek amacıyla, Sovyetlere boğazlardan serbest geçiş hakkı tanıyan ve Türkiye'yi herhangi bir nüfuz bölgesi içinde bırakmayan bir antlaşma taslağı hazırladılar. Yine de bunun yetersiz olduğunu düşünen Molotov, boğazlarda Sovyet kara ve deniz üslerinin kurulmasını talep etti. Dört devlet paktına katıldığı takdirde (Almanya, İtalya, Japonya ve Sovyetler Birliği) diğer devletler Türkiye'nin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünügaranti edeceklerdi. Aksi durumdaysagerekli askeri ve diplomatik tedbirler alınacaktı. Molotov'a göre, Sovyetler Birliği'nin Karadeniz güvenlik bölgesi içinde bulunduğu için, Bulgaristan'ın da karşılıklı yardım paktına imza atması gerekiyordu . Bu talepler Hitler için çok fazlaydı. Boğazların kontrolünü ya da Bulgaristan'ı Stalin'e vermek istemiyordu çünkü bu, OrtaDoğu'da Almanların lngilizlere saldırmasına engel olacak ve güneyde Almanya'nın etrafım kuşatacaktı. Yirmi iki gün sonra, 18 Aralık'ta Hitler, Sovyetler Birliği'ni (Barbarossa) istila etmek için ölümcül emirler yağdırmaya başladı
Sayfa 81 - MOZAİK YAYINLARI
Reklam
28 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.