Yıl 1936
Ay Aralık
Gün 27
Musallada yatan
Olmalıydı bir sevgili
Heyhat ne ilgi ,ne itibar
Devlet unutur mu
Millî şairini?
Olmaz ya...oldu bir kere
Kaldırır o lekeyi
Onlarca seven:
Hamalı, lokantacısı
Simitçisi, talebesi...
Ey Akif gittin sen gururla
Bizse meyus ve bitkin
Bekliyoruz umutla...
Deli Filozof
Mısır'da siroz hastalığına yakalanan Âkif, tedavi olmak amacıyla önce Şişli Sıhhat Yurdu'na yerleşir. Burada yirmi gün kalan Âkif, daha sonra hâmisi Abbas Halim Paşa'nın çocuklarına ait olan İstiklâl Caddesi'nin üzerinde yer alan Mısır Apartmanı'na geçer. Burada Mari Mançenko isimli bir Rus hemşire onun tedavisine refakat eder. İyileşmesi için ve daha güzel havası sebebiyle bir süre sonra Said Halim Paşa'nın oğlu Halim Bey'in Alemdağı'ndaki çiftliğine gider. Bu sıralarda hastalığı daha da ağırlaşır ve bunun üzerine tekrar Beyoğlu'ndaki Mısır Apartmanı'na döner ve 27 Aralık 1936'da, burada Hakk'ın rahmetine kavuşur.
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,
Günler şu heyulâyı da er, geç, silecektir.
Rahmetle anılmak, ebediyyet budur amma,
Sessiz yaşadım, kim beni, nerden bilecektir?
Mehmet Akif Ersoy (v. 27 Aralık 1936)
Rahmet olsun.
Doğu Türkistan Kronoloji
M.Ö. 300 – M.S. 93: Doğu Türkistan’da Büyük Hun İmparatorluğu dönemi yaşandı.
522: Doğu Türkistan, Göktürk Devleti’nin hakimiyeti altına girdi.
744: Uygur Devleti kuruldu.
747–759: Uygur Devleti Moyençor’un hükümdarlığı altında parlak dönemlerinden birini yaşadı.
840: Karahanlılar Devleti hükümdarı Satuk
...27 aralık 1936 Pazar akşamı Şair hayata veda etti.
Ertesi gün gazeteler Mehmet Akif'in vefaat haberini bildiriyordu.
Beyoğlu hastanesinde yıkanan cenaze öğle vaktinde Beyazıd Camii'ne ulaştırıldı...Resmi çevrelerin ve medyanın olanca ilgisizliğe rağmen Akif omuzlarda mahşeri bir kalabalıkla taşındı.bCenaze namazı sonra göze batan gençleri polis sorguya aldı... Cemal Kuntay bu durumu şöyle anlatır...
"Cenaze Beyazıddan kalkacak dediler...Vakit geçirmeden gittim oraya kimsecikler yoktu. Cenazenin geleceği bile belli değildi. Çok sonraları bir kaç kişiyi gördüm..Biraz sonra çıplak halde bir tabut gördüm.."Herhalde bir fukuranın cenazesi olmalı örtüsü bile yok baksana.." dedim...O an Mehmet Emin Lokantasının sahibi Mahir usta elinde bir bayrakla cenazeye doğru koştu.Sebebini anlayamamıştım bir anda nereden geldiklerini anlayamadığım yüzlerce genç alanda peyda oldu.Üniversiteli gençler büyük bir sancak açıp çıplak tabutu sancağa sardılar..Ellerimi yüzüme kapadım Cenazeyi tanımıştım...
Al sancaklı ve siyah kabe örtüsüne büründürülen tabut üniversiteli gençlerin karşısında bir ürperme manzarası alan elleri üzerinde gidiyordu...Cenazenin ardında yekpara bir karaltı yürüyordu... ve bir damla "Teşkilat" yoktu bunlar bir işaretin bir teşekkülün topladığı insanlar değildi kendi kendilerine gelenlerin saflarıydı. Oraya sırf cenaze için gelmiştiler..
Ve bu şahidi olmayan güzel bir dostluktu"
(İz bırakanlar (Mehmet Akif Ersoy sayfa 42)
Tanımadığımız sadece adını ezberlediğimiz o insan...
Mehmet Akif Ersoy, Türk şairi, yazar ve düşünürdür. 20 Aralık 1873 tarihinde
İstanbul'da doğmuş ve 27 Aralık 1936'da aynı şehirde vefat etmiştir. Türk
edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak kabul edilen Âkif, özellikle "Kurtuluş
Savaşı'nın şairi" olarak anılmaktadır.Akif,milli ve dini şahsiyet özelliği