(yumurtanın 3 dakidan fazla haşlanmaması gerekir)
3 gün geçmeden kendilerini kandırılmış ama olduklarından daha da akıllı bularak uzaklaşıyorlar... Çünkü aşk akıllıların ve korkakların işi değildir.
Reklam
Rönesans İtalyanları -Leonardo ve başka birkaç kişi hariç- bazı bakımlardan, on yedinci yüzyıldan beri en önemli yeniliklere damga vuran bilime saygılı değildi; özellikle astrolojide, hurafeden fazla kurtulmamış olmaları bu eksiklikle bağlantılıdır. Birçoğu, otoriteye Orta Çağ filozoflarının duyduğu saygıyı duyuyordu; ama Kilise otoritesinin yerine, antiklerin otoritesini geçirdiler. Elbette bu, kurtuluş yönünde atılan bir adımdı; çünkü antikler birbirleriyle hemfikir değildi ve hangisinin peşinden gidileceğine karar vermek için bireysel yargı gerekmekteydi...
Rönesans önemli bir teorik filozof yetiştirmemiş olmasına rağmen, siyaset felsefesinde oldukça şöhretli bir kişi yetiştirdi: Niccolò Machievelli. Ondan dehşete kapılmak adettir ve kesinlikle, bazen dehşet vericidir. Ama başka birçok kişi, riyakârlıktan eşit ölçüde kurtulmuş olsaydı eşit ölçüde dehşet verici olurdu. Siyasal felsefesi bilimsel ve empiriktir, vakalara ilişkin kendi tecrübesine dayanır, amaçların iyi ya da kötü olduğunun düşünülmesinden bağımsız olarak, belirlenen amaçlara ulaşmanın yollarını ortaya koymakla ilgilenir. Arada bir, kendisinin de arzu ettiğini ima ettiği amaçlar, hepimizin alkışlayabileceği türden amaçlardır. Onun adına iliştirilen geleneksel karalamanın çoğu, kötülük yapmayı içtenlikle kabul etmekten nefret eden ikiyüzlülerin öfkesinden kaynaklanır. Eleştiriyi gerektiren epeyce şey olduğu doğrudur, ama bu durumda, o kendi çağının bir dışavurumudur.
—> “Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve faraizle zinetlendiriniz ve günahtan çekinmekle muhafaza ediniz” “Evet, gençlik damarı, akıldan ziyade hissiyatı dinler. His ve heves ise kördür, akibeti görmez. Bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder. Bir dakika intikam lezzeti ile katleder, seksen bin saat hapis elemlerini çeker. Ve bir saat sefahet keyfiyle bir namus mes'elesinde; binler gün hem hapsin, hem düşmanın endişesinden sıkıntılarla ömrünün saadeti mahvolur." "Bunlara kıyasen bîçare gençlerin çok vartaları var ki: En tatlı hayatını, en acı ve acınacak bir hayata çeviriyorlar…”( On Üçüncü Söz, İkinci Makam.3) Rabbim muhafaza buyursun
İnsan bir mendille gezmeli hayatı Ne zaman ağlayacağı bilinmez ki.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.