Kadının ayağı avrettir. Teni belli edecek incelikte çorap giyerek dışarıya çıkması veya yabancıların görebileceği yerlerde bulunması caiz değildir.
📖 Kaynak: Şirbînî, el-İknâ', c.1, s.319
NUR RİSALELERİ’NE
ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM
(RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ)
ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU
Bunun PDFsi var okuyun nur risalesi gerçeğini görün ya da görmeyin bana ne....
Ön Söz.................................................................................................................................................................... 9
...işaret ve beşaret-i Kur'aniyede ifade eder ki: "Risale-i Nur dairesi içine girenler, tehlikede olan îmanlarını kurtarıyorlar ve îmanla kabre giriyorlar ve Cennete gidecekler." diye müjde verirler."(1)
Evet, Risale-i Nur'un bu dehşetli zamanda kazandırdığı iki netice-i muhakkakası (iki kesin sonuç), her şeyin fevkindedir, Başka şeylere ve makamlara ihtiyaç bırakmıyor.
Birinci Neticesi: Sadakat ve kanaatla Risale-i Nur dairesine giren, îmanla kabre gireceğine gayet kuvvetli senetler var.(2)
...kerametkârane ve takdirkârane İmam-ı Ali'nin (RA.) üç ihbarı ve keramet-i gaybiye-i Gavs-ı Azam'daki (K.S.) tahsinkârâne ve teşvikkârâne beşareti ve Kur'an-ı Mu'ciz-ül-Beyan'ın kuvvetli işaretle o hâlis şäkirdler ehl-i saadet ve ashab-ı Cennet olacaklarına müjdesi pek kat'î isbat ederler.(3)
İşârât-ı Kur'aniye'nin, yirmialtıncı âyetinin fefi'l-cenneti hâlidîne sırrıyle, "Risale-i Nur talebeleri, îman ile kabre gireceklerdir" tebşîratının...(4)
1- Tarihçe-i Hayat, 277.
2- Tarihçe-i Hayat, 312.
3- Tarihçe-i Hayat, 319.
4- Kastamonu Lâhikası, 47.
Schopenhauer, cinselliği felsefesinin odağına yerleştirmişti; insanlıkla ilgili genel-geçer anlayışlara karşı çıkarak, insanların temel kaygısının "felsefe problemleri" filan değil, cinsellik olduğunu öne sürüyordu.
(Martin Cohen, 101 Felsefe Problemi,s. 319)
● Gazete gibi okumayın (Mek.47)
● Dikkatle okumalı (Mek.493)
● Merakla okumak (Lema.376)
● Defalarca okumak (Şua.549)
● Bütün Külliyatı okumak (Şua.550)
● Risaleleri ciddi okumak (Barla.142)
● Zevk-i Ruhani ile okumak (Barla.208)
● Aşk ile okumak (Barla.217)
● Hergün tefekkürle okumak (Kastam.31)
● Yavaş yavaş okumak (Emird.65)
● Teenni ve dikkatle okumağa ( T.hayat.319)
● Nurlari sebat ve sadakatla okumak(T.hayat 689)
● Zevk-i manevi ile okumak (Barla.91)
● Mütalaa edilse ve müzakere edilse (Şual.314)
● Sebat ve devamla ve niyet-i halisane ile okumakla (T.hayat 547)
● Okumak ve müştakların hevesini tahrik ettiginden (Şualar 517)
● Bir defa okumak kafi degil, hepsi yanında bulunup daima okumak (Barla.51)
● Her birini yüz defa okusam, yüzbirinci defa hiç okumamış gibi, büyük bir zevk-i manevî ile okumam dahi yüksekliğine şahiddir.(Barla.91)
Enes Bin Malik (ra)'den rivâyet edildiğine göre Resûlullah (ﷺ) şöyle buyurdu demiştir:
Her kim Allah’tan cenneti üç kere isterse cennet şöyle der:
Allahım! Onu cennete girdir. Her kim de üç kere cehennemden sığınırsa cehennem şöyle der:
Allahım! Onu cehennemden koru.
Tirmizi 4/700, İbnu Mace 1453, Nesai, Bk. Sahihut-Tirmizi 2/319, Sahihun-Nesai 3/112
İbnü'l-Arabî Hakk'a tâlip olan kişiye şöyle tavsiye etmektedir: "Kendini kendinden gayrısıyla tanımayı ümit etme, çünkü senden gayrısı yok."
(F. III 319.23).
“Size ne oluyor ki, Allah’a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz? Oysa sizi türlü merhalelerden geçirerek O yaratmıştır.”
(Nûh, 71/13-14)
Mesaj:
317. Bizi birçok merhaleden geçirerek yaratan Allah’ın büyüklüğünü ikrar ederiz.
318. İlk insanın ham maddesinin toprak olması, insanın tevazu göstermesi için önemli bir nedendir.
319. İnsanın mucizevî şekilde yaratılışını görüp de Allah’ın büyüklüğünü kabul etmemesi, O’nu sevmemesi, O’na teslim olmaması ne büyük bir zarardır.
-۳۱۹ وتشهد لجميع المهاجرين والأنصار بالجنة والرضوان، والتوبة والرحمة بين الله لهم
319- Muhacirler'in ve Ensârın tamamının cennetlik olduğuna, Allah'ın onlardan râzı olduğuna, onların tevbelerini kabul ettiğine ve onlara rahmet ettiğine şehadet edersin..
“Dediler ki: ‘Ey Nuh! (Bu işten) vazgeçmezsen mutlaka taşlananlardan olacaksın!’”
(Şuarâ, 26/116)
Mesaj:
317. Peygamberler herhangi bir ücret ve menfaat talep etmeksizin, insanları kurtuluşa çağırmışlardır.
318. Hakikati söylemek büyük bir erdemdir. Bazen bedeli de olsa her zaman doğru olanı yapmalıyız.
319. Peygamberler hiçbir tehdide aldırmaksızın gerçeği söylemekten asla çekinmemişlerdir.