"Her şey gelip geçiyordu ve eşyalar da insanlar gibi çürüyordu. Zaman, dünya üzerinde oynayacak rolümüz kalmadığında, önemsizliğimizi başımıza kakarak her birimizi sahneden öylece siliyordu. Toprağın içinden bir filiz gibi yükseliyor, havayla kısa bir süre temas ediyor, ardından da öylece toprağa karışıyorduk. Yaşattığımız her şey gelecek nesillere bıraktığımız büyük bir aldatmacaydı."
Sayfa 52Kitabı okudu
Tarih büyük değişimler getiriyordu ve döneminin en büyük insanları bile bu değişimlerin karşısında ezilmeye mahkumdular. Hakan,zamanın en güçlü yönetici ve komutanlarının bugün birer iskelet olarak dört köşe tabutlar içinde yattığını gördüğü ya da basit bir kazı alanından çıkan ve o dönemde o bölgede yaşayan kişiler için belki de büyük önemi olan kişisel eşyaları parmakları arasına alıp da üstündeki toprağı özenle temizlediği her an, dünyanın temas edebildiğimiz boyutunun ne kadar da küçük ve pamuk ipliğine bağlı olduğunu anlamıştı.
Sayfa 52Kitabı okudu
Sadece inancını kaybetme. Gecenin en karanlık anı şafağa en yakın olan andır. Biz başarmak için buradayız ve başarmadan geri dönmeyeceğiz.
Sayfa 240Kitabı okudu
Soykırım Yalanı
Ingiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe savaş sonrasında 20 ve 21 Mayıs 1919 tarihlerinde İstanbul'dan gönderdiği şifreli telgrafta tutuklanan Ermenilerin "Müttefik ordularına hizmet eden Ermeni gönüllüler ve Müslüman katliamı sorumluları" olduğunu bildirdi.
Mısır'daki İngiliz Askeri Ofisi'ne göre sayı, 1.800'dü.
Fransa Dışişleri Bakanlığı'na göre sayı, 2.500'dü.
Osmanlı kayıtlarına göre 2.345 kişiydi.
Bunlara ne yapıldı? Yargılandılar. Örneğin...
O tarihte İstanbul'da ikamet eden 77 bin 735 Ermeni'den sadece 235 kişi tutuklandı ve bunların İstanbul'da bulunması tehlikeli bulunan 155'i Çankırı'ya, 70'i Ankara Ayaş'a tehcir edildi
345
İdealist dahiler için yaşlılık söz konusu olamaz. Bir Michel-Angelio, bir Dante gibi kişiler için yaşlanma, yeteneklerinin daha da güçlenmesi demektir. Oysa, Annibal ve Napoleon gibi savaş devleri için, güçlerinin eksilmesidir.
Sayfa 345 - Engin yayıncılık
Söz konusu siyaset olduğunda sıradan insanların yaşamı sadece istatistikdir.
Suç kötülüğü yapanlarda değil, onlara o fırsatı verenlerdedir.
Çılgın&Civciv
1970'li yılların başında, Donanma Çay Bahçesi'nin
masalarından birinde oturan iki gencin yanına konuk oluyoruz.
Genç adam sevgilisine "Civciv," genç kız da ona "Çılgın" demektedir.
İki sevgili de baraj sınavını geçmiş, asıl sınava hazırlanmaktadır.
Çılgın kararlıdır, sanat tarihi sınavında Civciv'i yanına oturtacak
ve
