Yeryüzüne gelmek kendi yurdumuzdan uzakta yabancı bir ülkeye yolculuk yapmaya benzer. Bazı şeyler size tanıdık görünür, ama çoğu şeye, özellikle de bağışlayıcı olan koşullara alışana kadar tuhaf gelecektir. Asıl yurdumuz mutlak huzur, tam kabul ve eksiksiz sevginin olduğu bir yerdir. Ruhlar evimizden ayrıldığında, artık bu güzel özelliklerin çevremizde olacağını varsayamayız. Yeryüzünde, bir taraftan sevinç ve sevgiyi ararken, bir taraftan da hoşgörüsüzlük, öfke ve üzüntüyle baş etmeyi öğrenmek zorundayız. Bu yolda, hayatta kalmak için içimizdeki iyiliği feda ederek ve çevremizdeki kişilere yönelik üstünlük ya da değersizlik tutumları edinerek bütünlüğümüzü kaybetmemeliyiz. Kusurlu bir dünyada yaşamanın, kusursuzluğun gerçek anlamını takdir etmemize yardımcı olacağını biliriz. Bir başka yaşama yolculuğumuzdan önce cesaret ve alçakgönüllülük isteriz. Farkındalığımız arttıkça varoluşumuzun kalitesi de artacaktır. Sınanma biçimimiz de budur. Bu sınavı geçmek kaderimizdir.
İnsan zihnini disenchantment duygularından yukarı çıkarmak için, bir yandan hatalardan dolayı kendimizi bağışlarken diğer yandan da bilincimizi genişletmek zorundayız. Kendimize ve yol boyunca içine düştüğümüz budalaca kötü durumlara gülmenin zihinsel sağlımız açısından son derece önemli olduğuna inanıyorum. Hayat, hepsi burada olduğumuz için yaşadığımız çelişkiler ve mücadele, acı ve mutlulukla doludur. Her gün yeni bir başlangıç demektir.
Her birimiz diğer herkesten farklı, benzersiz bir varlık olduğumuz için, iç huzuru isteyenlerin kendi spiritüelliklerini bulmaları yine kendilerine düşer. Kendimizi tamamen başkalarının deneyimine dayanan inanç sistemlerine göre ayarlarsak, bana göre bu süreçte kendi bireyliğimizden bir şeyler kaybederiz. Kendini keşfe ve kurumların doktrinleri tarafından tasarımlanmamış kişisel bir felsefe biçimlendirmeye giden yol çaba gerektirmekle birlikte ödülleri büyüktür. Bu amaca giden birçok yol vardır; bunlar kendine güvenmekle başlar. Camus şöyle diyor: "Rasyonel olan da irrasyonel olan da aynı anlayışa götürür. İşin aslı, alınan yol pek de mesele değildir; varma iradesi yeterlidir."
Eterik tarihimizin kutsal hakikatleri bugün yeniden bulunabilir, çünkü bilinçli zihni atlayıp Unutkanlık Irmağına dalmamış olan bilinçdışı zihne ulaşabilmekteyiz. Daha yüksek Benliğimiz, seçici bir şekilde, zaman ve uzamdan fısıldayan geçmiş zaferlerimizi ve günahlarımızı hatırlar. Kişisel ruh rehberlerimiz bize, her iki dünyadan, hem göksel hem de özdeksel dünyadan, en iyiyi vermeye çalışırlar. Her yeni doğan bebeğe açık bir geleceği olan yeni bir başlangıç verilir. Spiritüel üstatlarımız önceki hayatlarda düştüğümüz tuzakları bilmemizin getireceği sınırlamaların olmadığı bir karmik fırsat üretmek isterler. Biz kendimizi keşifle uğraşırken onlar bu işi hafıza kaybıyla seçici bir şekilde daha yumuşak hale getirirler. Bu, bilgeliğe giden en iyi yolumuzdur.