Kabul etmeliyim ben geç kalmış bir gelişim döneminin içinden geçiyorum. Kozasını vakti gelip de bir türlü yaramayan bir kelebek gibiyim. Gün yüzüne çıkmak, bu sıkışıklıktan kurtulup kanatlarımı açmak istiyorum ama kozamı yırtamıyorum.
"Eğer sen dünyada isen vakit dünyadır, eğer ahirette isen vaktin ahirettir. Korkuyorsan vaktin korku, huzursuzsan vaktin huzursuzluktur. Zamanın hakikatine er, vaktin hükmünün altından kurtul. Hatta zamanı kendi hükmünün altına al. Sen hem sorusun hem cevap. Hem bedenin var hem de ruhun. Ruhunu bedeninden dışarı çıkar. İç özgürlüğüne kavuş. Bakışlarını kendi yüreğine çevirebilirsen aydınlanırsın. Dışta her şey çatışıyor. Ancak içerde bir uyum içinde birleşebilirsin. Dışarıya bakıyorsun bu yüzden düş görüyorsun. Sen uyanık ol bunun için içe bak."
Bir tek vakitten ibaretti her şey o da içinde bulunduğum an. Bunu iyi değerlendirmeliyim diye düşünmeye başladım. Zira bu anın öncesinde ne olduğunu bilmediğim gibi nerede nihayete ereceğini de bilmiyordum.