Kadriye
@5kadriye
Kendim hariç her şeye uzağım, ve çok kişiyi öldürdüm; kafam, cinayetlerle dolu.
Şule Gürbüz
.
Bilgisayar Mühendisi
579 okur puanı
Mayıs 2016 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Kadriye bir yorumu yanıtladı.
İnsanların bir bireye ya da bir halka karşı işlediği suç ne kadar zalimse, kurbanlarına karşı besledikleri nefret ve aşağılama da o kadar derindir. Bir ulusun sahip olduğu kibir ve sahte gurur, işlediği suç için vicdan azabı duymasını engeller. Gerçekten de işlenen suçta hiç pay sahibi olmayanlar bile, zulmün masum kurbanlarının çektikleri acılar için hiçbir acıma duygusu ve insani dayanışma bilinci taşımamaktadır.
Sayfa 243
Bu yorum görüntülenemiyor
Kadriye bir yorumu yanıtladı.
Bir insanın, başka fırsatları olmasına rağmen onları reddedip sürekli aynı kişiyle sevişmek istemesine, bu mutluluk verici duyguya "aşk" denirdi.
Sayfa 87
Bu yorum görüntülenemiyor
Okur Takip Önerileri
Ama geçmişte, herkes burnunu başkalarının işlerine sokmuştur. Hatta toplumla hiçbir ilgisi olmayan en özel konularda bile. Örneğin, bir kadına aşık olursun, bunun toplumla ne ilgisi olabilir? Bu, tamamen kişisel bir olaydır, piyasaları ilgilendirmez. Eğer iki insan sevgiyle birlikte olmayı kabul ediyorsa, toplum bu işe karışmamalı. Ama toplum, bütün baskıcı yöntemleriyle doğrudan ya da dolaylı olarak devreye giriyor. Polis sevgililer arasına giriyor, yargıç sevgililer arasına giriyor. Bu da yetmezse, bu sefer de toplum Tanrı adında senin icabına bakacak bir süper-polis yaratıyor.
Kadriye bir yorumu yanıtladı.
Sevdim bu adamı :)
Mantığınıza sesleniyorum, insan evlilik kurumunun köhneliğinden haberdar olsaydı kafasını evlilik yularına gönüllü uzatır mıydı? Ve hangi hatun kişinin bir adamla işi olurdu, eğer evlilik öncesinde doğum ya da eğitimin ne kadar acı ve tehlikeyle dolu olduğunu bilseydi ya da hiç değilse bu konular üzerine daha önce kafa yormuş olsaydı?
Sayfa 13
Birincisi evlilik kurumunu reddediyor. Ki çok kıymetli bir kurum bana göre. İkincisi yalnızlık lüxtür katılıyorum ama bu evliliği ret anlamına ya da hayatın bütün zaman dilimlerini içine alma anlamina gelmez. Üçüncüsü insanların En büyük yalnizligi evli iken çektiklerine dair gözlem düşüncenizi katılmıyorum. Dördüncüsü evlilik kurumuna olumlu bakışımı toplumun kadın üzerindeki yaş kompleksine bağlamanız tanımadan, yargılamadan başka birşey değil. Bunların bireysel ve toplumsal açıdan yarattığı vakalar ayrı bir konu. Bu düşüncelerin çıkış noktası olan batının son tahlilde geldiği nokta da hiç iç açıcı değil.
Evliliğe kutsal diyorsunuz ama ilk yorumunuzda yalnızlık ile bağdaştıran ve sanki evlilik yalnız kalmamak için yapılması gereken bir şeymiş gibi konuşan da sizsiniz. Bu da yetmezmiş gibi ön yargılı olduğuma dair beni eleştirmeye kalkışıyorsunuz sanki "yaşınız 40'ın üstüne çıkınca yalnızlık..." bilmem ne ile başlayan ifadelerini ben kullanmışım gibi. Evet sizi tanımıyorum ama söylediklerinizden yola çıkarak yaş kompleksiniz var dedim ki öyle görünüyor. Her düşünceye saygım sonsuz ve bu evlilik konusunda da söyleyeceğim çok şey var ama kendi kendiniz ile çelişen ifadeleriniz ve laf olsun torba dolsun tarzıyla hareket etmenizden dolayı sizle polemiğe girmeyi anlamsız buluyorum. Iyi okumalar.