İçimde ne var ne yoksa, inşaata dökülen kum gibi dökülsün istiyorum ona. Ne yaparsa yapsın. İster kaçak kat çıksın ister gecekondu ister gökdelen diksin. Razıyım.
Ayrıldığımız günü çok iyi hatırlıyorum. Neşem kaçtı o gün. İnsanın neşesi kaçınca öteki gün gelir değil mi? Gelmedi. Ama depresyona girmedim. Çünkü depresyona girecek şatlarım olsa da çıkacak durumum yok.
Zaman geçtikçe, yavaş yavaş bu işlemden usanacaktı. Zihinden bulup çıkarmak, tozunu almak, çoktan ölmüş anı yeniden diriltmeye çalışmak giderek daha yorucu olacaktı.
Oğlanların, dostluklara da güneşe davrandıkları gibi davrandığını anlamaya başlamıştı: varlığını tartışılmaz, mutlak kabul etmek, parlaklığının tadını çıkarmak ama üzerinde kafa yormamak.
MÂŞA
...İnsanın kendini bırakmaması, balığın kavağa çıkmasını bekler gibi boş umutlara kapılmaması gerek... Yüreğinde aşkın kıpırtısını duydun mu, yapılacak en iyi şey onu ordan kovmaktır.