muammer

Sabitlenmiş gönderi
Dünyadasın. Bunun tedavisi yok. Samuel Beckett
Reklam
120 syf.
·
Not rated
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo
8.1/10 · 120.6k reads

Reader Follow Recommendations

See All
İçimi güzel ve teselli edici sözlerin susuzluğu kapladı.
Böylesine korkunç sözlerin o kırmızı ve temiz dudaklardan dökülmesi ürkütücüydü. Adeta gülün üzerinde salyangozun sümük izi kalmıştı.
Reklam
Tanrı’nın bana acıyıp hiç değilse karşı çatıya ötsün diye bir kuş göndermesini diliyordum. Dileğimi yerine getirenin Tanrı mı, yoksa şeytan mı olduğunu bilemiyorum, ama neredeyse o anda penceremin altında bir kuşun değil, daha da iyisini, genç bir kızın berrak, kadife sesini duydum.
Yok ettikleri insanın bir zekası, hayata güvenen bir aklı, ölüme hazır olmayan bir ruhu olduğunu hiç düşünmemişler midir?
İlk günlerde bana pek tiksinti verici bulduğum bir kibarlıkla davrandılar. Bir gardiyanın yakın ilgisi giyotin sehpasını hissettirir. Ne mutlu ki, birkaç gün sonra bana da diğer mahkumlara olduğu gibi kaba davranmaya ve aklıma sürekli celladı getiren o alışılmadık nezaket ayrıcalığından beni yoksun bırakmaya başladılar.
Ölüm kararından sonra hiçbir şey bana önceki gibi görünmüyordu. Bu ışıklı geniş pencereler, bu güzel güneş, bu mavi gökyüzü, bu güzel çiçek artık bir kefenin rengi gibi beyaz ve solgundu.
Karnın dolu olsun yeter Gılgamış, sen ona bak, gece gündüz eğlenmene bak, gününü gün et, keyif sür, çalgılarla gece gündüz gül oyna, hep güzel giysiler olsun üstünde, başın temiz olsun, bedenin yıkanmış olsun, elinden tutan yavruna bak, karın mutluluğu tatsın göğsünde, budur insanoğlunun tek yapacağı
Reklam
İçkicibaşı Gılgamış’a dedi ki: Nereye gidiyorsun böyle, Gılgamış? Eline geçmeyecek aradığım yaşam. Tanrılar insanoğlunu yarattıklarında yalnız ölüm oldu ona verdikleri, kendi ellerinde tuttular yaşamı!
Elimden tut kardeş, gel birlikte yürüyelim, yüreğin savaş ateşiyle tutuşsun, ölümü hiçe say, yaşamı yücelt! Bir kimseden sorumlu kişi dayanıklı olmalı her şeye; önde yürüyen kişi yoldaşını kollayıp gözetir, sağlam bir ad bırakır kendinden sonrakilere
Kardeş, sen ki vuruşmayı bilirsin, ustasın kavgada, dövüşte, ölümden korkmazsın büyülü otlarla ovarsan gövdeni, Sesini bir davul gibi gümbürdet, bitsin kollarının uyuşukluğu, dizlerinin güçsüzlüğü!
Gılgamış ağız açıp dedi ki Enkidu’ya: İnsanoğlunun sayılıdır günleri, yapıp ettikleri bir yel esintisidir ancak. Şimdi sen korkuyorsan ölmekten yiğitliğin, üstünlüğün ne işe yarar ?
Tasarım, kitaplardan okuyarak veya derslerde dinleyerek öğrenebileceğiniz bir şey değildir; Tasarımı ancak yaparak, pratikte deneyimleyerek öğrenebilirsiniz.
120 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.