Oscar Wilde
Hoyratlar pişman olur
gaddarlar ter döker
kim bilebilirdi bunu benim kadar:
Zira, kim ki birden çok hayat yaşar
ölmelidir bir o kadar da...
Sayfa 311Kitabı okuyor
...
Yaşamımızın yarısı öfke
En az yarısı öfke
En az yarısı
Soğukluğu taş duvarların
Yumruklarimin ağrısı
Necati Cumalı
Turgenyev
Bilir misin, şimdi inandığın şeyin seni aldattığını, ileride anlaman,
genç hayatını heder ettiğini farkedivermen de mümkün bir gün.
Sayfa 276Kitabı okuyor
Ve ne olursa olsun, her yeni gün, bir öncekinin tekrarı gibi görünse de, bir yeni gündür; geleceğe bir adım daha.
Sayfa 265 - İletişimKitabı okuyor
6orların sonlarındaki ve 70'lerin başlarındaki feminist aktivistler, biz kadınların 90'larda üremeye dair haklarla ilgili bir mücadele yürütmek zorunda kalacağımızı tahayyül edemezlerdi. Feminist hareket, görece az risk içeren doğum kontrol yöntemlerini kabul ettirmenin yanı sıra, güvenli ve yasal kürtaj hakkını kazandıran bir kültürel
Sayfa 42 - bgst yayınları
“En genç ve yiğit olanlarımızı sunduk sana, ey halk!”
Sayfa 244 - İletişimKitabı okuyor
Benim çocukluğumda yoksulluk var, "yasakli" Kürtlüüğmüz, Aleviliğimiz var, korku içinde yaşayan Ermeni komşularımız var, bir an önce büyüme isteği var, "devrimci" olmayı keşfetmek ve isyanın karşılığını "devrimci" olmakta bulmak var.
Sayfa 343Kitabı okuyor
90'larda çocuk olmak, dünyanın en merhametli insanı olmaktı. Milli olmanın yardımsever olmakla, yurtsever olmakla, sevmeyle bağlantısı vardı. O zamanki insanlar gelişmek için çabalıyorken birden kayboldular. Hiç unutamıyorum o günleri sobalı sınıfımız vardı ilkokulda. Hizmetli Hasan amca gelecek de bütün sınıflardaki sobayı yakacak... İkinci derse doğru ancak ısınır, içi biraz peynir zeytin ve yumurta kokan ekmek kokan beslenme çantamızı açar kahvaltımızı hep birlikte yapardık. Durumu benden daha kötü, fakir çocukları sessiz görürdüm. O çocuk halimle bir hüzün kaplardı içimi. Paylaşmayı öğrenirdik tutum haftalarında... Ne günlerdi, o zamanlar 23 Nisan'da hava bir başka açar, güneş farklı bir doğardı. Şiirleri okuduktan sonra meydandan geçip giderken tüm halk hepimizin annesi babası ağabeyi arkadaşları yollara dizilir, bizi elleri patlayana dek alkışlardı. Bu günlerin başarısını o günlerin öz güvenine borçlu olduğumuzu düşünürüm
İbrahim Sadri
bizim de yaşadığımız hayattır be kardeşim
biz de soluk alıp vermedeyiz
Sayfa 211 - İletişimKitabı okuyor
Erbakan Hoca’nın devri bitmişti, artık gençlere bırakmalıydı koltuğunu, bırakılmayınca Erdoğan ve arkadaşları mecbur kalmıştı parti kurmaya, muhafazakârlar artık iktidar olmak istiyordu ve bunun yolu da demokrasiyi savunmaktan geçiyordu, Erbakan AB'ye karşıydı ama Erdoğan Türkiye'yi AB'ye sokacak isimdi, herkes için faydalı olan buydu, vb.
Sayfa 210 - İletişimKitabı okuyor
Dakika bir gol bir. Hemen bir “Aman kimseye söyleme” Kürdüyle karşılaşmıştım. Adı İbrahim idi ve MHP'liydi. En azından bana söylediği buydu. Kürt ve MHP'li. Sinsi, güven vermeyen bir tipti.
Sayfa 203 - İletişimKitabı okuyor
PKK söz konusu olunca gün ışığına çıkmamış çok sayıda "iç infaz" ve kuşkulu ölüm olayı olduğunu biliyoruz. Doktor Baran olayı da bunlardan biri...
Sayfa 172 - İletişimKitabı okuyor
Cehennem, hayatın en lüzumlu ve basit ihtiyaçlarının, korkunç bir güçlükle temin edilmeye çalışıldığı yerde başlar.
H.FAST
Sayfa 284Kitabı okuyor
Feodal anlayış ve düşünüş biçiminin ağır bastığı insanlarda kişinin “nereli” olduğu özellikle önem taşır. Yakınlaşmak veya uzaklaşmak vesilesidir bu.
Sayfa 73Kitabı okuyor