Konuşmaya değer bir insanla konuşmazsan onu yitirirsin. Konuşmaya değmez bir insanla konuşursan sözlerini boşa harcarsın.
Akıllı olan ne o insanı yitirir ne de sözlerini boşa harcar.
Sürekli olarak içimizde taşıdığımız o boşluk, o belirgin heyecan, mantıksızca geriye dönme ya da zamanın akışını hızlandırma isteği, belleğin o yanan okları; işte buydu sürgün duygusu.