Ayten Ekşioğlu

Henriette
Kudret cömerttir, gerçeklerin karşısında boyun eğer, âdil ve sakindir. Zaaftan doğan tutkular ise merhametsiz olur.
Reklam
Kendinize gösterdiğiniz fazla güven, başkalarının size besleyecekleri saygı duygusunu örseler, bayağı tavırlarınız çevrenizde küçümsenmenizle sonuçlanır, başkaları için göstereceğiniz aşırı ve gereksiz çabalar da insanlar tarafından sömürülmenize, kullanılmanıza yol açar.
“-İnsanlık fena bir ihtimali bir kere kendisine ufuk bilmesin; bir kere uçurumu görmesin. Bir daha ondan geriye dönemez. Onu giyinir. Kıymetli bir şeyiniz, iyi bir yazma, güzel bir gramofon, bir Acem halınız var mı, sakın onu satmayı bir imkan gibi düşünmeyin, evliyseniz karınızı boşamayı, seviyorsanız sevdiğiniz kadına darılmayı bir kere olsun aklınıza getirmeyin. Sonra bu işlerden ne kadar çekinirseniz çekinin, mıknatıslanmış gibi, arkanızdan itiyorlarmış gibi onu yaparsınız, insan hayatında sakınmak yoktur. Hele kütle halinde, asla. Bir kere uçurum göründü mü, ölüm simsiyah dili ile konuştu mu?”

Reader Follow Recommendations

See All
En ufak bir kuşku bile mahvetmeye yeter beni! Bütün gücümü kuvvetimi dürüstlüğümden, temizliğimden alıyorum ben. Sevgili çocuk, erdemin de kendine özgü kutsal bir suyu vardır, bu suya dalıp çıktın mı içindeki Tanrı aşkını tazelenmiş görürsün.
“Dünün boyun eğişi daima yarının boyun eğişini hazırlar”
Sayfa 75 - İş Bankası,18. BasımKitabı okudu
Reklam
Bir iddia ileri sürmek, ve o iddianın doğrulanmasına çalışmak, güçlü insanların cüretinden başka bir şey değildir; ama açıkça ifade edilmiş iddialarının aşağısında kalmak, sıradan insanların, besini olan sürekli bir bayağılıktır.
“İnsan talihinin bir remzi miydi? Bir şikayet veya tevekkül müydü? Hatıraların; gayri şuurun ışığında muzlim bir raksı mıydı? Hangi ölüyü çağırıyor, hangi zamanı diriltiyordu? Yoksa sadece bir devin, insan kılığında, fakat insandan çok başka bir mahlukun içindeki kuvveti harcamak için hayatın dışında, kendi kendine didinerek kurduğu bir baska dünya mıydı? ”
Mümtaz
“Buna sessizlik denemezdi. Çünkü masa saati alabildiğine işliyordu. Sanki herşey onun emrine verilmişti. Gittikçe artan bir süratle başka bir zamanı. İnsanın dışında denebilecek bir zamanla, insan ömrünün zamanı arasında bir zamanı, yolun yarısına gelmiş bir oluşun, biraz sonra tek bir sıçrayışta kendisini tamamlıyacak korkunç bir istihalenin zamanını sayıyordu. Bu mücerret hareketin değilse bile insandan boşalmağa çalışan, ölüme doğru giden bir değişmenin zamanı idi.”
Behçet Bey’e Mektup
Siz kainatın etrafınızda dönmesini istiyorsunuz. Düşünmüyor­sunuz ki hayat sizi mahrekinin dışına atmış. Hayat kimsenin etra­fında dönmez, herkesle beraber yürür.
“Acılarının dineceği umudu, ıstırabına katlanma metaneti verir hastaya.”
Sayfa 10 - YKYKitabı okudu
Reklam
“Hayır, insan sade ölürken ayrılmıyor, arkada bırakmıyordu. Belki bütün ömrünce her an birçok şeyler onu arkada bırakıyordu. Sonra olduğu yerde birdenbire kabuklaşıyor, çok ince, görünmez bir şeyle o anda etrafında olanlardan ayrılıyordu. "Biz mi gidiyoruz, onlar mı?", sual buydu...”
“Hulasa, hayat dar, fakat tabiat geniş ve munisti.”
“Dünya gömlek değiştireceği zaman hadiseler sakınılmaz olur. ”
Olursa Olsun
“Bu yaşam her hastası yatak değiştirme saplantısına kapıl­mış bir hastanedir. Kimi soba karşısında çekmek ister acısını, kimi pencere yanında iyileşeceğine inanır.”
Sayfa 120 - İş BankasıKitabı okudu
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.