"Kıyamet gününde dünya, beli kambur, mavi gözlü, ön dişleri dışarı sarkmış, çirkin suratli bir kocakari sûretinde mahşere getirilir. Onu kim görse iğrenir. Mahşer halkına şöyle denilir: 'Bunu tanır mısınız?' Halk, 'Onunla tanışmaktan Allah'a sığınırız' derler. Onlara denilir ki: 'İşte bu dünyadır. Onun için birbirinizi kırıp geçirdiniz, aranızdaki akrabalık bağlarını kopardınız, ondan dolayı birbirinizden nefret ettiniz, birbirinizi kandırdınız, mağrur oldunuz...' "
(Beyhaki, Şuabü'l-iman, VII, 383, nu: 10671; Gazzali, İhyau Ulumiddin, Bedir tercümesi, III, 482)