Tarih heyelandır hainlerin ardında
İstanbul tarihin soylu anası
Biz bu yürüyüşü çiğdemlerden almışız
Sevdayı kuz kulesinden
Yalıların burukluğu altında
Geçiyoruz sokaklarından delice
Gülhane’de simit satan çocuklar
Nasıl anlasınlar ellerimizin
Neden böyle çekingen olduğunu
Ayasofya önünde tramvay bekleyenler
Gökyüzüne dokunurken bu acı
Kimdir diye sorsunlar içlerinden
Birlikte yürüyen iki yabancı
vaktiyle vatanın bir karış toprağını teslim etmeyeceği haçlıların çan seslerini susturmak için, beşyüz sene Garbım varoşlarında nöbet bekleyen fatihlerin torunları, şimdi çocuklarının ruhunu haçlıların kültürüne teslim etmek emeliyle, çan kapılarında sıra bekliyor.
Reader Follow Recommendations
Karşındakini dinlemenin ödülü, kendini anlamaktır.
...gördüklerimiz bizi yeterince meşgul etmiyor. Biz, görünmenin telaşındayız.
Hayat anlaşılmaz bir mucizedir, boyuna harcanır, erir, buna rağmen yine dayanır, sürüp gider. Tıpkı Drina’nın üstündeki köprü gibi.
Mutsuzluklar da sonsuz değildir. Bir bakıma mutluluğa benzerler, geçip giderler, daha doğrusu biçim değiştirirler.
Birlikte geçirilen bir felaket kadar insanları birbirine bağlayan hiçbir şey yoktur.