Özlem| E'lir

Özlem| E'lir
@Acapella
"Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski"
Daha pozitif bir deneyimi arzu etmenin kendisi negatif bir deneyimdir. Ve paradoksal olarak, insanın negatif deneyimini kabul etmesinin kendisi pozitif bir deneyimdir.
Reklam
Toplumda egemen olan kurallara uymayan kadınları cezalandırmanın başka bir yöntemi ise kadınların sokakta gördükleri cinsel taciz. Kadınların toplum içerisinde bedenlerine yaptıkları cinsel yatırımlar cezalandırılırken, erkeklerin "kötü kadın"lara uyguladığı sözlü ya da fiziksel taciz çoğunlukla normalleşmiş ve rutin hale gelmiş durumda. Bu tip olaylarla karşılaşmamak için, kadınlardan bedenlerini erkek bakışının farkındalığına göre düzenleyerek önlem alması bekleniyor. Eğer bir kadın "hafif' davranmayı göze alıyor ve orospu yaftasını kabulleniyorsa, aynı zamanda erkeğin cinsel tacizini de hak etmiş sayılıyor. Pateman'ın da dediği gibi orospuluk, erkek cinsinin sahip olduğu haklara dair kurulan yasanın uygulandığı alanlardan biridir ve bu hakla beraber erkeklerin kadınların bedenlerine erişimi de garanti altına alınmış olur. Bu hak sadece seks işçiliği yapan kadınları erkeklerin erişimine sunmaz; aynı zamanda "orospu"yu hatırlatan ya da andıran her türlü tutum, davranış ve giyim tarzına sahip kadın da erkeklerin erişim alanlarının bir parçası olarak görülebilir.
bakire/anne/fahişe üçlemesi
Belki de bu fahişeler ve diğer iki kadın tipi arasındaki farkın en büyük nedeni fahişenin kamusal kimliği: Fahişe egemen tarafından özel alana ait ve duygusal diye tanımlanmış cinsel ilişkiyi görünür kılıp ticarileştiriyor. Türkiye özelinde de, saygıdeğer kabul edilebilmesi için kadından tüm cinselliğini evinde bırakıp kapıyı üstüne örterek kamusal alana çıkması bekleniyor. Mesela, sokakta kısa etek giymek, erkek arkadaşıyla yolda öpüşmek ya da yüksek sesle kahkahalar atıp istediği şekilde oturarak rahat davranmak, toplumun "düzgün" bir kadına yakıştırmadığı ve kadınları kolaylıkla orospuluk yaftasıyla tanımlayabildiği davranış biçimleri.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
2009 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne Hüseyin Çapkın'ın gelmesiyle başlayan "bonus sistemi", seks işçiliği yapan transkadınları sokaktan dışlamak ve görünmez kılmak için para cezası yöntemine başvuruyor. Bu sisteme göre polis, transkadınlara ya trafiğe engel olduklarını bahane ederek ya da Kabahatler Kanunu'na muhalefet ettiklerini iddia ederek (yani çevreyi rahatsız eden tutum, görünüş ve davranışlarda bulunduklarını savunarak) para cezası yazabiliyor. Ceza kesilen transkadın sayısı, polislerin terfi ya da mükafat almak için biriktirmeleri gereken puanları artırarak, bu ceza sistemini polisler arasında rekabetin güçlendiği ve artık neredeyse her yoldan geçen trans-kadına para cezasının yazıldığı bir sokaktan trans "temizleme" operasyonuna çeviriyor.
"Küçük bir oğlanken, annen senin için neyin doğru olduğunu senden daha iyi bildiği zaman nasıl öfkelenirdin, hatırlamıyor musun? Böyle bir davranışın çocuklar karşısında bile nereye kadar haklı gösterilebileceği gerçek bir sorun. Felsefi bir sorun bu, ama felsefe çocuklarla ilgilenmiyor. Bu konuyu, hiç de doğru bir biçimde ele almayan pedagojiye bıraktı. Felsefe çocukları unuttu," bana bakarak gülümsedi, "bazen benim sizleri unuttuğum gibi geçici bir süre için değil, sonsuza dek unuttu." "Ama..." "Ama yetişkinler sözkonusu olduğunda, bir başkasının onlar için doğru bulduğunu, kişinin kendisi için doğru bulduğu şeyin üzerine çıkarmayı haklı gösterecek hiçbir gerekçe düşünemiyorum." "Daha sonra bizzat o kişi de bundan mutluluk duyacak olsa bile mi?" Başını, "hayır" anlamında salladı. "Burada mutluluktan değil, onur ve özgürlükten konuşuyoruz. Sen daha küçük bir oğlanken bile aradaki farkı biliyordun. Annenin daima haklı çıkması, seni avutmuyordu."
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Reklam
519 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.