Dünyayı bilmeyen, canlılığı tanımayan; kendi zanları içinde boğulmaya ve diğer insanları da çağlar boyu olduğu gibi yanıltmaya mahkûm olur. Niyetler ne kadar iyi, düşünme metotları ne kadar sağlam olursa olsun, kendi zihinsel zanları içinde yaşayan insanın medeniyetin başlangıcından beri en büyük engeli ve sorunu budur.
... bu gibi insanların, yeryüzünün ve yeryüzü üstünde sürüler halinde süren yaşamın çok yukarılarında, masmavi gökyüzünde tek başlarına süzülen yalnız kartallar oldukları aklına hayaline gelmiyordu.
"Ne kadar mükemmel olursa olsun, yapıştırma bir düzene tâbi olmak, o düzenin içerdiği kozmik etiğin içtenlikli taşıyıcısı ve uygulayıcısı olmaktan çok farklıdır."
"Vücutlarımız, birbirimize en kolay vereceğimiz şeydir; asıl mesele, hayatımızı verebilmektir. Baştan aşağı bir aşkın olabilmek, bir aynanın içine iki kişi girip oradan tek bir ruh olarak çıkmaktır!"
Yalnız olmak artık anlamsızsa ve birden üretken olmanın dışına çıkmışsa, son vermek gerekir, diye düşündüm hep, ama yalnızlığımı sonlandıramadım, yalnızlığımdan vazgeçemedim.
Hayalci, boşuna külleri karıştırarak bir köz bulmaya çalışır gibi, soğuyan yüreğini ısıtacak ateşi yakmak için eski hayalleri arasında bir kıvılcım arar.
...bazen öyle sıkıntılı, öyle bunaltıcı anlarım oluyor ki, gerçek bir hayatı yaşamaya gücümün yetmeyeceğini; gerçekleri, önümde akıp giden olayları kavramakta çok geri kaldığımı, duygularımın körleştiğini hissediyor, kendime lanet okuyorum.
Demiyorlar mı zaten, her yıl belli bir yüzde harcanmalıymış ki, geri kalanlara engel olunmasın, rahat edebilsinler... Yüzde, ha!.. Yüzde!.. Doğrusu, görkemli bir sözcük! Hem yatıştırıcı, hem bilimsel!
Tatlı gençlik yıllarından, ileri yaşların sert, katı yıllarına giderken tüm insancıl eğilimlerinizi, duygularınızı yanınıza almayı unutmayın, yolda bırakmayın onları, sonra yerlerinden kaldıramazsınız...
... oysa her şeyin kaynağı yürektir: tüm gücün, tüm mutluluğun, tüm kederin. Ah, benim bildiklerimi herkes bilebilir; ama yüreğimdir yalnızca bana ait olan.
Sonuçta dünyanın bütün işleri aşağılıktır; başkalarının sözüyle, hiçbir tutkusu ya da bir gereksinimi olmaksızın, para, şan, şeref ya da bilmem ne uğruna didinen biri her zaman bir budaladır.