Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
A KARAKURT
A KARAKURT
@AdenSakaa
Fen bilgisi Öğretmeni
Lisans
155 okur puanı
Aralık 2022 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
200 syf.
·
Puan vermedi
Klasik kitap tadında fantastik bir kitap.
Konusu:
Yıllar önce sihirli bir kasabada büyüyen bir çocuk sihir yeteneklerini kontrol edemeyip tüm kasabayı rüyasında yok etti ve küçük kız onları bulmak için binlerce yıl yaşadı. Bunun için sürekli 'Yeniden hayata' geliyordu ama asla ölmüyordu.
En sonki yaşamında ise ailesini bulamayacağını anlayıp sihir yeteneklerini insanların huzuru için kullanmaya başladı ve insanların acısını gidermek, unutturmak için bir Çamaşırhane yarattı.
Yorumum:
Kitap hakkındaki ilk izlenimim bir çamaşırhanede yaşanan cinayetti ve kesinlikle konu ile alakası yokmuş. Kurgu tamamen fantastik ögelerden oluşuyor ve bu tarz bir fantastik kurguyu ilk kez okuyorum.... Ve evet bu benim okuduğum ilk Kore kitabı
Yazarın dili tam anlamıyla klasik kitaplarındaki gibiydi. Kitapta betimlemeler tam yerindeydi ve betimlemelerin arasına çok güzel öğütler serpiştirilmişti.
Kitapta sürekli birilerinin kalp ağrısını, pişmanlıklarını okuduk ve çoğu bizim de hayatımızda olan şeylerdi. O ağrılar anlatıldıkça sizde rahatlıyordunuz.
Kitap 200 sayfa ve bir günde bitiririm diye düşünmüştüm ama olaylardan çok yazar bize burda ne demek istemiş, diye okuduğum için çok geç bitirdim.
Klasik ve fantastik kitap severlere öneririm
368 syf.
9/10 puan verdi
Sonunu asla tahmin edemediğim bir kurgu ile geldim.
KONUSU: Noelden bir kaç gece sonra büyük bir evde yangın çıkıyor ve orda iki çocuk bulunuyor. Biri ölü diğeri ise ağır yaralı. Anne babanın nerde olduğu ise bilinmiyor. Evin enkazı kalktıkça yeni deliller ve cesetler ortaya çıktı ama cesetler kime aitti ve evi kim yakmıştı? Tüm bu soruların yanıtını Dedektif Adam ve ekibi araştırıyordu.
YORUMUM: Kurgu o kadar iyi işlenmiş ki..kitabı okurken Yazarın mesleğini çok merak ettim. Tam olarak bir dedektifin kaleminden yazılmış gibiydi. Her detayı o kadar iyi işlenmişti ki orda vakayı çözen polisler değil sizdiniz. Kitabımın geneli yazdığım notlarla doldu tabi buna rağmen çözemedim):
Kitabın içinde yer alan belgeler, sanık konuşmaları,otopsi belgelerini çok sevdim. Onları çözmeye çalışırken kendimi gerçek bir dedektif de sanmış olabilirim haha.
Olaylar çok hızlı başladı ve bir yerde tıkandı. Tıkanma nedeni ise artık dedektifin ne arayacağını bulamamasıydı, her şeyi bulmuştu ama bir şeyler yine de eksikti...Sonra küçük bir ipucuyla her şey o kadar hızlandı ki yetişemedim. Bir an olaylarını akışını bile kaybetmiş olabilirim.
Polisiye kurguları seven herkesin seveceğine emin olduğum bir kurgu. Bir şans vermelisisniz.
280 syf.
3/10 puan verdi
Bu serideki en kötü kitap.
Yani aslaa olmamış hemde hiçbir şeyi. Kadın karaktere güçlü falan denmiş mesela? Alakası yoktu ve psikolojik sorunları var bence. Babası yaşındaki bir adama saplantılı olması ve onu kışkırtmak için yaptıkları fazla kötüydü. Erkek karaktere de bir şey demiyorum artık! O kızın küçüklük halini gördün bari burda bn hiç ne yapıyorum niye evleniyorum de! Yok beyefendi 19 yaşında değil de 21 yaşında kızla gerçek bir ilişki yaşayacakmış?
Yaş farkı dedikte adam resmen babası yaşında çıktı. Serideki diğer kitapta böyle olacakmış ve sanırım bu kitaptan sonra seriyi yarı yolda bırakıyorum.
İlk üç kitabı kendini okutturuyordu ama bu ve bundan sonrası malesef.
Okur Takip Önerileri
432 syf.
9/10 puan verdi
Kitap bitti ve kesinlikle birinci kitaba göre çok daha güzeldi.Burda karakterlere tam anlamıyla bağlandım ve her birinin kendi yolunu, karakterini,özgürlüğünü eline almasını çok sevdim.Duygular çok iyi aktarılmıştı.Odada tek olsaydım iki yerde ağlardım büyük ihtmalle.
480 syf.
7/10 puan verdi
"Küçükken üzerime örttüğüm yorganın beni her kötülükten koruyacağını sanırdım."
7/10
Bazen eğlenerek bazen kriz geçirerek okuduğum bir kitap ile geldim. Kısaca konusu Hatay'ın en tanınan adamı, torunu Mihrinazı varisi ilan ediyor ve bu paranın peşine bir çok kişi düşüyor. Dedesi onu korumaya çalışırken erkek karakterimiz işin içine dahil oluyor ve o da kızı korumaya başlıyor.
Mihrinaz'ın şımarıklığı bazen o kadar sinir bozucuydu ki. Tamam anlıyorum bazı yerleri ama yaptığı bazı şeyler kötüydü. Zamiri görmek için Cihanı kullandığı yerde onu anlamak benim için daha zordu. Genel olarak çabalaması ve sevdikleri için savaşmasını sevdim. Bazı yerlerde Zamir ile beraber çocuklaşıyordu ve o yerleri çok sevdim( gerçek hayatta görsem bu ne be derim).
Zamir karakteri aşırı tatlı ve korumacıydı. Bu abi benim favorim. Bir diğer favorim Baran. Bal olsa da yesem.
Kitabın konusunu çok sevdim. İkinci kitabını da okurum ama yazarın kalemi burda diğer kitaplarına nazaran daha güçsüzdü gibi. Bazı betimlemeleri hoşuma gitmedi ve olayla ilişkilendiremedim. Bir kaç betimleme eksik olsaydı daha iyi olurdu Birde kitabın sonu... Çok çok yanlış yerde bitmiş gibi hissediyorum. Mesela o kaza sahnesinde bitebilirdi. İkinci kitaba dair bir merakımız olurdu. Böyle biraz sönük kalmış.
Her yaş grubuna uygun.
720 syf.
10/10 puan verdi
"Işıkları geri getir, baba,” diye seslendi Johnny. Kelimeler ağzında yuvarlanıyordu. "Aydınlat dünyayı. Bu kızı görmen gerekiyor."
10/10
Bu kitap için şu an iki duyguya sahibim. Birincisi okuduğum için... Bu kadar erken okuduğum için pişmanım. Neden 2.kitabı daha basılmadı? 2.ise bu kadar geç okuduğum için. Tamamen bu iki karmaşadan ibaretim.
Johnny, Allahım bu çocuk yüzünden tüm kitap boyunca eridim. Böyle anlayışlı, kibar ve güzel seven bir çocuk yok. Onun tarafından sevilmek istiyorsunuz kızlar.
Shannondan bahsedince bile boğazımda bir yumru oluşuyor, hele o sondan sonra... Ailesi tarafından fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalıyor ve kardeşleri ile yaşadığı şeyler o yaştaki çocuklar için çok çok fazla. Shannon o kadar masumki kendi evinde olduğu her seferinde yaşadıkları ile benim içim yandı.
Kitaptaki tüm karakterleri (Bella ve Shan'ın ebeveynleri hariç)çok sevdim. Her birinin bir karakteri vardı ve o kadar güzeldiler ki.
Yazarın kalemi çok iyiydi. 720 sayfa değilde 2000 sayfa olsaydı yine de sıkılmadan okurdum.
Tüm yaş gruplarına uygun.
480 syf.
10/10 puan verdi
"𝘐̇𝘯𝘴𝘢𝘯𝘭𝘢𝘳 𝘬𝘢𝘩𝘳𝘢𝘮𝘢𝘯𝘭𝘢𝘳𝘥𝘢𝘯 𝘬𝘰𝘳𝘬𝘮𝘢𝘻... 𝘈𝘮𝘢 𝘤𝘢𝘯𝘢𝘷𝘢𝘳𝘭𝘢𝘳 𝘬𝘰𝘳𝘬𝘢𝘳."
10/10
Kitabın son 100 sayfasını ağzım açık okudum resmen. Kurgu kaldığı yerden devam ediyor ve ben genel olarak tüm olayların birinci kitapta açıklandığını sanmıştım ama birinci kitaptaki olaylar aslında bu kitaba göre basit kaldı? Yani birinci kitapta hiç görmediğimiz fantastik olaylar vardı bunun üzerine yazar daha fazla ekleme yapamaz demiştim ama bu kitapta yaşananlarla nasıl yanıldığımı gördüm.
Birinci kitaptaki ilişkiler bu kitapta tamamen farklıydı.
Joan'a son sayfalarda o kadar kızdım ki sonra hop yeni bir bilgi öğrendim. Joan'a üzüldüm. Kitabın başlarında Aarondan cidden hoşlanmadım sonra bir baktım ona da yine ısındım. Nick mi? Ben ona hep aşığım
Kitap çokk çokk iyiydi. Hoşlanmadığım tek bir nokta vardı. O da Aaron mu Nick mi yanıtının hala kitapta verilmemesi. Lütfen artık Nick densin
Yazarın kalemi, dili ve kitabı kurgulayışı çok iyi. Hiç kullanılmayan ögeleri kullanması yeni bir bakış açısı kazandırıyor.
Her yaş grubuna öneririm
159 syf.
7/10 puan verdi
İlk kez bir Japon klasiği okudum ve iyiki tüm kitapları tek seferde almışım. Kitabın tasarımını, cildini ve yan baskılarını çok sevdim. Diğer kitaplarda sayfa aralarında çizimlerde vardı.
Kurguyu sevdim. Kurgu anılardan oluşuyordu ve biz bir adamın yavaş yavaş yok oluşunu okuyorduk. Kurgu bir yerden sonra o kadar ağır geldi ki adamla beraber depresyona girdim.
Çocukluğundan beri korkak olan birinin yaşamını, ölümünü, hayal kırıklıklarını, pes edişlerini, ağlayışlarını okuduk. Yani keyfi yerinde olan birini dahi depresyona Net sokar. Yazar o kadar iyi işlemiş ki o değil de siz yaşamış gibi oluyorsunuz.
Puan kırmamın nedeni ise sanırım doğru vakti değildi. Sakin bir kafa ile oturup adamın toplumsal ve kişisel bakış açılarını analiz etmem gerekirdi.
384 syf.
8/10 puan verdi
Tek oturuşta bitirdiğim bir kitap ile geldim. Daha önce Rina Kent'in yalanın üçlemesi serisini okuduğum için kalemine aşinayım. Karşılaşacağım karakterlerin tiplerini tahmin ediyordum.
Aiden King bir kitaptaki o beyaz atlı prens değil, kötü adamdı. Her kötülüğü yapabilecek biri ki çoğunu kitap boyunca okuduk. Bunlar başlangıçtı bence. Daha kötü bir King okuyacağız diğer kitapta. Kitabın çoğu yerinde yok olmasını diledim, Aiden'ın. Bazı sahnelerde midem bulandı bu karakterden ama işin tuhaf yanı bu sapkınlıkların hepsinin Elsa'nın üzerinde denemesi ve Elsa'nın bundan hoşlanması. İki karakter de normal değil. İkisi de hasta ve birbirleri için çok ideal bir çift.
Karakterler dışında sıradan lise, akran zorbalığı gibi başladı kitap ama sonlara doğru aslında daha derine ve daha farklı yerlere evrildiğini gördük kurgunun. Rina'nın ters köşelerini seviyorum ama burda ters köşe olamadım malesef çünkü okurken dejavu hissinden kurtulamadım. Sanki daha önce okumuş gibiydim(!)
Rina'nın kalemi aşırı iyi. Akıcı ve merak uyandıran bir büyüsü var.
Küçük yaştaki ve içindeki çoğu unsurdan etkilenecek olanlar okumamalı.
320 syf.
9/10 puan verdi
Aşırı tatlı bir kitap ile geldim. Okurken ilk kez aşık oluyormuş ve o tatlı anları bu kitapta yaşıyormuş gibi hissediyorsunuz. Henry ve Alice karakterlerine bayıldım ama üzgünüm en çok Henry Lie'ye. O kadar kusursuz ki onca kusurunun içinde...
Kitabı başta isminden ve kapağından dolayı dram, yetişkin içerikli bir kitap sandım, alakası yokmuş. Lise öğrencileriydi ana karakterlerimiz ve fantastik bir kurgu. Kızımız okul harçlığını çıkarmak için görünmezliğini kullanıyor ve Henry ile iş birliği yapıyor. Bu sahneleri okurken eridim resmen .
Kitapta açıklanmayan hala bir çok yer var ve ben ilk okuduğumda tek kitap sanıyordum, değilmiş Allah'tan.
Her yaş kesimine, ara da mola vermek isteyen herkese öneririm.
400 syf.
8/10 puan verdi
Icebreaker kitabında yer alan Russ Callaghan'ın hikayesini ile geldim.Kitabı İcebreakerdan ayrı okuyabilirsiniz.
Russ karakteri o kadar tatlı ve o kadar güzeldi ki... İnsanlara yaklaşımı, tatlı dili ve çekingenliği. Çekingenliğinin temelini öğrendiğimde çok üzüldüm. Ailesi daha doğrusu babası yüzünden kendini yetersiz hissetmesi, iyi şeylerin onun olamayacağı düşündüğü için her zaman kendini geride bırakması çok üzücüydü. Kitapta yer alan dramlar genelde geçmişlerine dayalıydı. Russ ve Aurora karakterlerinin ortak noktası acıları , babalarıydı ve ikisinin de bunu yenmesi çok özeldi.
Karakterli çok sevdim ama benim buz hokeyi oyuncularım bu kitapta çok az vardı. Onları çok özlemişim. Kitapta bu kez buz hokeyi yoktu. Daha çok bir kamptaydılar ve biz YAZ AŞKINI okuduk. Okurken sizin de istemenize neden olacak bir çiftlerdi
90 syf.
7/10 puan verdi
Anton Çehov'un kalemini aşırı seviyorum. Okuduğum her kitabında bir parça kendimden ya da bir parça çevremden buluyorum. Aşırı tanıdık ama bir o kadar da uzak. Bu kitabında da çoğu duygu, kargaşalar, yaşam tarzı aslında hayatımızda vardı. Dürüst bir şekilde çalışan Vanya Dayı ve yeğeni Sonya bir köşede mutluluğa ulaşmak için zamanın akıp geçmesini, yok olmayı dilerken bir diğer yandan yaşlı profesör ve eşi var. Hayatları boyunca çalışmayıp çalışanlara ahkam kesen, onlara bilgili olduklarını dile getirip yol göstermeye çalışan boş yaşamlarında hiç bir vasfı olmayan bu karı-koca ile dayı-yeğen çatışmasını okumak güzeldi. Her birinin ayrı hikayesi,hayatı ve çatışması da vardı ve bu kadar kısacık kitaba sığdırması muazzam.Hepsi tamamen hayatımızdan bir parçaydı ve en önemlisi bir masal gibi değilde gerçek bir hayat gibi kitap bitti. Mutsuz başladı ve mutsuz bitti. Bazı hayatların sonu gibi.
Puan kırma nedenim ise kitabı çok sevmeme rağmen yanlış dönemde okumam sanırım. Bu kitabın zamanı benim için şimdi değildi. Bir başka zaman tekrar okuma dileğiyle ✼
368 syf.
5/10 puan verdi
5/10
Kitap kesinlikle beklentimi karşılamadı. Konusu ilgimi çekmişti ve okumayı sevdiğim türlerdendi. Beklentimi karşılamamasının nedeni direkt karakterlerdi. Hadley karakterine hala o kadar sinirliyim ki. Yani her konuda nasıl yanlış duygulara ve fikirlere sahip olabilirsin ki?
Sevgilisi çalışmayıp evde bilgisayar oyunları oynarken hem bir işte çalışıp hem sınava çalışıyor üstüne de çocuğu ile ilgileniyor. Bu kadar yük azmış gibi bir kez daha hamile kalıyor. Yani hiç mi kendini düşünmezsin? Sürekli çocukları için çabalaması güzel ama kötü olduğunu bildiği babaları ile çocukları konuşturmaya çalışması daha da sinir bozucuydu. Onların çocukları nasıl etkilediğini bilip de sessiz kalması... Yine sessiz kalması her şeye sessiz kalması ama son beş sayfada çocukların babasına tavır koyması bana yeterli gelmedi. Madem karakter gelişti bunu biraz daha okuyabilirdik, üçüncü hamileliğini okumaktan daha zevkli olurdu.
Elijahı Hadleyden daha çok sevdim. En azından sevdikleri için her anlamda savaşan biri. Diğer çocuklara karşı tavırlarının değiştiği bir sahneyi okumak istiyordum. Cidden bu kısmı çok merak ediyorum .
288 syf.
10/10 puan verdi
10/10
Kitabın giriş cümlesi "𝐻𝑒𝑟𝑘𝑒𝑠 𝑦𝑎𝑙𝑎𝑛 𝑠𝑜̈𝑦𝑙𝑒𝑟." ile başlıyor ve bu aslında büyük bir spoi kitap için. Önceden yazar sizi hazırlıyor ama eksik... Yazarın önceki serisini(Hizmetçi) okumuştum ve kesinlikle favorilerimden biriydi. Bu yüzden bu kitaba başladığımda çok fazla beklentim vardı. Beklentimi karşıladı mı? Evet, hemde fazlasıyla.
Kurguyu iki kişinin ağzından okuyoruz bunlardan biri eşi ile ev arayışında olan tricia diğeri ise yıllar önce kaybolan bir psikiyatri olan Adrienne'nin ağzından. Tricia ile eşi yeni bir evi incelemeye gittiklerinde kar fırtınası yüzünden mahsur kalıyorlar ve sonunda da o evde kalmak zorunda da kalıyorlar.
Kurgu tek kelime ile harikaydı. Bu tarz kitaplarda katili bulmak eğlenceli oluyor ve genelde katil bariz bir şekilde ortada oluyor ama bunda hayır tek bir katil yok... Karakterlerin ağzından son sayfaya kadar okuduk ama sanki onlar değilmiş de bir başkasını okumuşuz gibiydi. Kitapta normal tek biri vardı ve onun sonuda Çiçek oldu. Cidden çiçek oldu.
Yazarın hayal gücü bir yerde artık beni korkutmaya başladı. Gece yarısından sonra son sayfaları okumayı göze almak benim için çok büyük bir cesaret belirtisiydi doğrusu.
Kapaktaki o koltuğu bile görünce tüylerim ürperiyor. Bunu nasıl başarabilirsin yazarcığım
Gizem-gerilim, polisiye severler kesinlikle okumalı.
336 syf.
10/10 puan verdi
Kısaca konusundan bahsedeyim. Henry Lamb( Baba) evine gelen iki farklı aileyi bir süreliğine misafir ediyor ve sonuç istediği gibi gitmiyor. İki ailede sinsice eve yerleşme planları kurup misafirliğinde ötesine geçmişti. Konusunun biraz daha açıklarsam spoiye girebilir.
Kitap üç farklı kişinin anlatımı ile yazılmış. Bu kişiler de ailenin üç çocuğu. Geçmişi Henry Lambdan (Çocuk), geleceği de iki kardeşinden okuyoruz. Bu kısımlar bazen o kadar nefes kesici yerlerde bitiyorduki ağlamak istiyordum. En heyecanlı yerinde reklama giren diziler gibiydi.
Kitabı karakterlerin ağzından okumamıza rağmen aslında görülen hiçbir şeyi bilmiyormuşuz. Karakter karşısında bir sandalye var diye belirtmişti bilinki son sayfalarda o sandalye değil de ütüydü. (Spoi vermeden açıklama yapmak zormuş)
Kitapta çok fazla ters köşeler vardı ve ben sadece küçük minnak bir teoriyi tek tutturabildim. Kurgu, çok iyi işlenmişti ve yazar okuru nasıl ters köşe yapacağını biliyordu.
Kitapta David diye biri vardı. Bakın aklınıza gelecek ve gelmeyecek tüm kötülükleri yaptı. İblisler adamın önünde eğildi resmen tüm kitap boyunca. Böyle korkunç kötü adamı bende asla beklemiyordum.
Ev sahiplerinin bu kadar itaatkar olması cidden sinir bozucuydu. Bazen yapılan her şeyi hak ettiklerini düşünüyorum. O çocuklar bunlar yüzünden yok olmak üzereydi.
Kurgu çok iyi, titizlikle işlenmişti. Yazarın kalemi de akıcıydı ve merak unsuru çok iyi işlenmişti. Gizem-gerilim okumayı sevenlere öneririm ᥫ᭡
