“… öyle geliyordu ki kin, meydana geliş sebebi yok edilince geçen bir histir. Kin böyle kalbin her atışıyla insan vücudunu tutuşturmaz. Kin, üzerinden zaman geçince zayıflar en azından.
“… susanlara, konuşmayanlara, içine atanlara, konuşmaya takati kalmayanlara, sadece izleyenlere kulak vermeliydi dünya. Belki de bir tek susanların içinden geçenler doğruydu.
Çünkü herkesin, içeride veya dışarıda, zamanlı ya da zamansız, yavaş yavaş veya aniden, az yahut çok, dilediği veyahut dilemediği bir biçimde delirme hakkı vardı bu dünyada.