Agit

Agit
@Agit65
WAN
13 May
61 reader point
Joined on February 2019
Bazı kaplumbağalar arka taraflarında bulunan ve çok zengin bir kan damar ağıyla donatılmış hale gelen bir çift odacık vasıtasıyla sudan ek oksijen elde ederler. Aslında bir Avustralya nehir kaplumbağası oksijeninin büyük çoğunluğunu kıçıyla soluyarak edinir.
Reklam
Bitki hücreleri kendi başlarına fotosentez yapma yeteneğine sahip değillerdir. Bu kimyasal büyücülük, hücrelerin içindeki misafir işçiler tarafından gerçekleştirilir. İlk başta bakteriler olan bu misafirler artık kloroplastlar olarak adlandırılır. Geviş getirenler ve termitler gibi bitki yiyiciler kendi başlarına selülozu sindirme konusunda büyük oranda yetersizdirler. Fakat bitkileri bulma ve onları çiğneme noktasında iyidirler.
Mitokondriler hücrelerimizin işleyişi için hayatidirler, tıpkı hücrelerimizin onların işleyişi için hayati olmaları gibi.

Reader Follow Recommendations

See All
Eğer bir zaman makinesi size 200 milyonuncu büyük büyük babanızı servis edebilseydi, onu tartare sosu ve limonla yiyebilirdiniz. Çünkü o bir balıktı.
Doğal seçilim umutsuzca son çare olarak başvurulan türde bir teori değildir. Akla yatkınlığı ve gücü, onun zarif basitliğini anladığınız anda, insanı serseme çeviren bir şiddetle alnınızın ortasından vurur.
Reklam
Eğer teknolojik olarak gelişmiş uzaylılar bir gün bizi ziyaret ederlerse, bunu geçmişte yapmış olmaları günümüzde yapacak olmalarından çok daha yüksek ihtimaldir çünkü basitçe geçmiş günümüzden çok daha uzundur.
Doğal seçilimin hiçbir ileri görüşü yoktur. Olamazdı da çünkü DNA sadece bir moleküldür ve moleküller düşünemezler. Eğer düşünebiliyor olsalardı, doğum kontrolünün ortaya çıkardığı tehlikeyi görür ve uzun zaman önce bu tehlike daha doğmadan başını ezerlerdi.
Doğal seçilimin ürünü olan yaşam, bütün biçimleriyle güzel ve zengindir. Fakat bunu oluşturan sürecin kendisi gaddar, acımasız ve kısa görüşlüdür.
Ne kadar ağır olursa olsun, balinaların vücudu batmaz. Yani derine inmek için su yutmak zorunda. Ağırlıklarını arttırmak için suyu kullanmak zorunda kalan balinalar karada olması gerekenden çok daha fazla büyüdüler. Aslında denize geri dönmeseler, bu kadar büyüme ihtimalleri de olmazdı.
Sayfa 140
Balinalar neden bu kadar büyüdü? Avcılardan korunmak için büyüdüler. Temelde ne kadar büyüksen, peşinde o kadar az avcı olur. Bugün de insanları saymazsak büyük bir balinayı öldürebilecek bir hayvan yok. Ama birçok kara hayvanı bacaklarının taşıyabileceği ebatların üzerine çıkamıyor. Balinalar vücutlarını taşımak için tuzlu suyun kaldırma kuvvetinden faydalanıyor
Sayfa 139
Reklam
Evrim, hayvanın neye benzeyeceğiyle ilgilenmez. Bazıları yaşar, bazıları ölür, bazıları ürer, bazıları başarısız olur ama sonunda en iyi adapte olanlar hayatta kalır.
Hayvanlar, evrim sürecinde çeşitli uzuvlar kazandıkları gibi, bazı uzuvlarını da kaybettiler. Yılanlar bacaklarını yitirdiler. Aynı şekilde yunuslar ve balinalarda denize dönebilmek için bu uzuvları kaybetti ve diğer bazı hayvanlarda kuyruk, kürk, tüy, göz, kulak kazanıp sonrasında kaybetmişlerdir. Bu o an hayatta kalabilmek için neyin gerekip gerekmediğine göre değişir.
Sayfa 101
Ahtapotlar yüzeylerde sürünür ama ürktükleri zaman, derilerindeki oyuklardan aldıkları suyu hızlıca püskürterek gitmek istedikleri yönün aksi istikametine jet hızında uzaklaşırlar ve kalamalar da bunu sürekli yapar.
Sayfa 92
Kalamarların ve mürekkepbalıklarının vücutlarındaki desenler yardımıyla birbiriyleriyle iletişime geçebildikleri biliniyor. Bununla beraber ahtapotlar, avlanırken problem çözebilecek zekaya sahiptirler.
Salyangozlar bir şekilde iç organlarını 180 derece tersine çevirdi ve bu sayede dışkıları direkt kafalarının üstündeki kabuğa doğru gidiyor. Yani salyangozlar kendi kafalarına pisliyor. Bu çok da mantıklı bir durum değil. Sonuçta solungaçlarını tıkama riskleri var. Yani dışkılarını soluyup boğulma tehlikesi var. Ama bir şekilde buna ayak uydurmuşlar.
Sayfa 90
335 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.