Kalbim bir kuş gibi, hür ve şen şatır. Uçuyordu kanatlar gergin; halatlar gergin ve gemi kayıyordu, ışık saçan güneşin sarhoş ettiği melek, sularda ağır ağır.
Gözlerim kapalı, bir sonbahar akşamında. Sıcak göğsünün kokusunu içime çeker dalarım, gözlerimden mesut kıyılar geçer. Hep aynı günün ateşi vurur sularına
(..)
Bir eskiciden satın alınmış bu teraziyi birgün başka bir eskiciye vereceğim, o gün, tozanlarım her bir yana dağılıp toprağın suyun ölümsüzlüğüne eklemlenecekler ve ben özgürleşeceğim."