Hacmi küçük diye bir çırpıda okunur sanmistim, yanılmışım. Çok yordu beni Dostoyevski, isyanım kendisinedir. Bu kitaba inceleme yazmakla yazmamak arasında çok gittim, geldim. Çünkü biraz incelemesi zor bir kitap bence. Yazarın kalemi çok derin, hâl böyle olunca da çoğu okur bu derinlik karşısında cümle bulmakta zorlanıp boğulma hissi yaşayabilir. Yeraltından Notlar kitabı iki bölümden oluşuyor. Anlatış birinci tekil şahıs ağızından aktarılıyor okurlara. İlk bölümlerden kendinizi yoğun bir edebi içeriğin bol olduğu masada oturup anlatıcıyla sohbet ediyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Yeraltından Notlar yazdığına inanılan anlatıcı bu bölümde kendini en ince detayına kadar anlatıyor. Bu anlatıdan hasta ruhlu ve yalnız bir karakter analizi çıkıyor. İkinci bölüme gelindiğinde de karakterimiz; başından geçen bir olayı anlatıyor. Burdan da dışlanmış yine yalnızlığın simgesini yaşıyor olan bir karakter analizi çıkarabiliriz. Kitabın sonlarında kitabı yazma amacına dair şu cümleyi kurmuş karakterimiz:
" Sanırım bir edebiyat denemesi değil, suçumun cezasını çekmek oldu bu." Okuyucu olarak da ben, peki benim suçum neydi, bundan çıkarım ne oldu, ben niye okudum bunları diye de kendime sorarım. Keyifli okumalar.