Kaçmanın her şeyi değiştireceği düşüncesine nereden kapılmıştım ki? İnsan nereye giderse gitsin kendi mutsuzluğunu çürümüş bir kadavra misali yanında sürüklüyordu; ben de kendi mutsuzluğumu Maine’deki bu ıssız eve sürüklemiştim işte.
Kurmaca hikayelerde konu dönüp dolaşıp duş perdelerine gelirdi. Delifişek bir polis delil ararken cinayet mahallinin altını üstüne getirir ve duş perdesinin yerinde olmadığını şıp diye anlardı. Ve bir cinayet soruşturmasına dahil olduysanız ve bir duş perdeniz yoksa polisi arayıp bileğinize bir kelepçe geçirin daha iyi.
Dolayısıyla Harris Mickler’ı en kaliteli pamuk saten masa örtüme sarmaya karar vermiştim.
Hangisi daha kötüydü bilmiyordum: Bayıltıp kaçırdığım ölü bir seri tecavüzcüyle arabanın arkasında mahsur kalmak mı yoksa bayıltıp kaçırdığım diri ve son derece kızgın bir seri tecavüzcüyle arabanın arkasında mahsur kalmak mı?
Çoğu annenin sabahın sekiz buçuğunda gözünü kırpmadan cinayet işleyebileceği hemen herkesçe bilinir. Bense 8 Ekim’e denk gelen o salı sabahı saat daha yedi kırk beşken katil olcak kıvama gelmiştim. Bir kova akçaağaç şurubuna batıp çıkmış gibi duran iki yaşındaki oğlunuzun bezini değiştirmeye çalışırken dört yaşındaki kızınız anaokulundan önce saçlarını kesmeye kalkışmamışsa ve bir yandan kayıp bakıcınızı ararken önür yandan uyku sersemliğiyle kahve makinesine filtre koymayı unuttuğumuz için kahvenizden telve ayıklamak zorunda kalmadıysanız diye bir kere daha söylüyorum.
Birini öldürebilirdim. Kim olduğunun önemi yoktu.
Randevuma geç kalmıştım.
Hikayeler bize geçmişimizi öğretir, bugünümüzü zenginleştirir, geleceğimiz hakkında tahminlerde bulunurdu. Ben öldüğümde benden geriye sadece sözcüklerim kalacaktı.
Sayfa 100 - Yabancı Yayınları, Adam WrightKitabı okudu