Gamze Nur

Gamze Nur
@Aleessia98
Depresyonda olan bir okur
624 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Biraz zor oldu ama bitirdim. Çok kısa konusundan bahsedeyim. Karmen, bir nedenden dolayı kızını kaybeder. Uzun süre hastanede yatar. Bir gün çocuk parkında bir kız görür ve kızına inanılmaz benzetir. Onun için her gün çocuk parkına gider. Hatta oraya yakın arkadaşı Gece'yi de götürür. Küçük kız orada oynarken babasının ona çok kötü davrandıklarını görür. O kızı almak ister fakat Gece buna engel olur. Bir gün kullandığı ilaçlar yüzünden uyuyakalan kadın, uyandığında parka gördüğü kızın yanında olduğunu fark eder. Tek sorun, kızı buraya o getirmemiştir. Kızı geri götürmek istemez. Daha sonralarda kızın babasının parka gördüğü adam olmadığı öğrenir. Buralarda hikayeye Deren dâhil olur. Deren kızın babası aynı zamanda başrol erkeğimiz. Bundan sonraları hep karışır. Hikaye olarak kitap gerçekten çok güzel kurgulanmış. Karmen'in yaşadığı acı, kızını arayan Deren'in çaresizliğini okurken gerçekten onları hissediyorsunuz. Kitap inanılmaz dram. Öyle böyle değil. Her an ağlamaya hazır olun. Ben bu kadar dram sevmediğim için devam kitaplarını okumayacağım. Ama bekar anne, bekar baba, özellikle dram çok seviyorsanız bu kitaba bayılırsınız. Hatta âşık bile olabilirsin. Öyle dram yani. 1 puanı da Deren erkek olduğu için kırdım. Deren diye erkek mi olur?
Siren
SirenEmine Tavuz · İndigo Kitap · 202438 okunma
Reklam
360 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 20 hours
Kitap hakkında genel bir bakış atmak istiyorum. Kitap günümüz ve geçmiş olarak yazılmış. Geçmişte karakterlerin nasıl tanıştığını okuyoruz. Ayrıca kötü karakterin onların hayatındaki yerini okuyoruz. Günümüz kısmında ise, başrol kızımızın kötü karakterimiz tarafından tutsak edilmesini, kocasına ve çocuğuna kavuşamamasını okuyoruz. Genel olarak kurgu güzel, sizi yormuyor. Okurken sıkılmıyorsunuz. Çok ağır bir dil yok. Yazım dilini çok beğendiğimi söylemeliyim. Ama hikâyede bir eksiklik vardı. Mesela ben günümüz kısımlarını çok beğendim. Duygu, işleyiş bakımından çok iyiydi. Fakat geçmiş kısımları için aynı şeyi diyemem. Tam duygu verilememiş gibiydi. Okurken sürekli 'keşke daha cok günümüz okusam' dedim. Onun haricinde karakter bakımından çok ortalama sevdim diyebilirim. Öncelikle başrol erkek karakteri sevmedim. Herkes çok güzel yazılmış falan dedi, hatta bu yüzden beklentim çok yüksekti ama üzgünüm hiç sevemedim. Aklı fikri kadınla yaşayacağı bir şeylerdeydi. Tamam ilk görüşte direkt aşık oldu ama çok açık konuşuyordu. Bilmiyorum ben sevmedim. Ayrıca bu yazarın başka kitapları da varmış ve herkes diğer kitaplarını övüyor. Keşke bu kitapla başlamasaydı. Yazım dili gerçekten çok iyi. Ama hikayeyi ben sevemedim. Çok kötü bir hikaye asla değil ama çok daha iyi kitapları varmış.
Sevda Çiçeği
Sevda ÇiçeğiSıla Koçak · Pukka Yayınları · 202460 okunma
280 syf.
2/10 puan verdi
·
Read in 4 hours
Yazarın kitaplarını okumuş biri olarak serinin en kötüsü diyebilirim. Konudan konuya atlanıyor, belli bir olay örgüsü yok, çayırlarda koşar gibi okuyorum. Ordan ordan zıplıyorsunuz gibi. Beni çok rahatsız eden başrol kız 6 yaşındayken adama aşık oluyor. Adam o sırada 22 yaşında olması lazım. İlk sayfalarda bunu okurken şok oldum. Yıllar sonra evleniyorlar, mutlu mesut oluyorlar ama benim kafa kızın 6 yaşındaki haline takıldı. Kısacası hiç sevdiğim bir kitap olmadi. Zaten bu seride bir şey var. Genel olarak sevmediğin bir seri ama bir bakıyorum okumaya başlamışım.
Harabe Sırlar
Harabe SırlarNeva Altaj · Artemis Yayınları · 2024426 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
288 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 3 hours
Bu yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Gerilim romanı diyebiliriz bence. Çünkü okurken çoğu yerde gerim gerim gerildim. Karda mahsur kalan bir çiftle başlayıp sonra başka birinin kaybını öğrenerek devam ediyoruz. Çiftimiz bir eve bakmak için karlı yolda yola çıkıyor. Sonra o muhteşem evi görüyorlar. O evde kayıp olan yazarın evi. Kızımız evi karıştırırken bir sürü kaset buluyor. Onları dinlemeye başlıyor. Her sey öyle başlıyor zaten. Biz kayıp olan yazarı aradığımızı düşünürken olaylar çok daha farklı yerlere çıktı. Bu da okurken sıkılmamamı sağladı. Bir yerden fırt diye bir şey çıkacak diye korkmadım değil. Ama kitabın olaylarını birbirine bağlarken bir zırlama hissettim. Yalan yok. O olayı şuna bağlayayım. Dur şunu da buna bağlayayım derken zorlama bazı sahneler çıkmış. Diğer yandan gerilim romanı olduğu için de olabilir ama gerilmek haricinde hiçbir duygu hissedemedim. Nasıl çift ya bunlar diye sorguladım. Birkaç tahminim vardı onlar doğruydu ama sondaki olayı beklemiyordum. Bu da hikayeye çok da iyi bir hava katmadı. Sonuçta ilk 200 sayfaları okurken çok iyi hikaye dedim ama o sondaki olay hem şok ediyor hem de ne alaka dedirtiyor. Bunların haricinde 290 sayfa bir kitap. Bence okunur. Okuyun yani. Kısa sürede biter.
Sakın Yalan Söyleme
Sakın Yalan SöylemeFreida McFadden · Olimpos Yayınları · 2024660 okunma
60 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 4 hours
Uzun zaman sonra bir Stefan Zweig kitabı okudum. Konusu kitabın arkasında yazıyor, o yüzden direkt yorumuma geçiyorum. Kitabın yazarına bakmasam Stefan Zweig aklıma bile gelmezdi. Sanki onun kitabı değil gibiydi. Özellikle karakterlerde bir gariplik vardı. 60 sayfa olmasına ve çok karakter olmamasına rağmen kim kimdi uzun süre oturtamadım. Olaylarda da bir karışıklık vardı gibi hissettim. Sanki olay akışına göre gidiliyordu ya da ben hikayenin içine tam giremedim bilmiyorum. Bir kopukluk varmış gibi hissettim. Hepsinden önemlisi bence, çok uzun cumleler vardı. Sonu gelmiyor gibi. Sürekli virgül ya da noktalı virgülle devam eden cumleler. Bir yerde gerçekten çok bunaldım. 60 sayfalık kitaptan daha çok yorum atacağım diye korkuyorum. Bunlardan hariç genel olarak sizi sıkan bir anlatımı yok. Çok kısa sürede bitirebilirsiniz. Ben uzun cümle sevmedigim için bunaldım. Belki de siz seversiniz.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021112.4k okunma
Reklam
Reklam
Reklam