Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
Alez
Alez
@Alez
41 okur puanı
Ocak 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Yani gerçekten bilemiyorum ne düşüneceğim hakkında. Sanırım olaylar bana çok basit kurgulanmış gibi geldi bu kitapta. Sürekli iyi yönde bir ters köşe vardı.
Burası biraz spoiler
Hepsi yakalandı öldü bitti sandık, hop hepsi iyi. Juliette (artık Ella) hafızasını yitirecek sandık, hop öyle bir şey olmadı ki bence olsa dehşet iyi olurdu. Uçak düştü peşlerindeler sandık, hop iyi insanların arasına düştük. Yani Castle ne ara gitti oraya nasıl gitti. Hiç kimse hiçbir şeyi sorgulamıyor. Adam ve James nerde?? Herkes bu konuda nasıl bu kadar rahat delirecektim. Üstelik ben Adam'ı çok sevmiyorum ona rağmen yani .
spoiler sonu
Bilemiyorum kaos ve dram eksik gibiydi. Normalde hiç olaysız geçip son anda bitiyor diye söylendim önceki kitaplarda ama bunda da çok fazla şey oldu. Bence sorun, 500-600 sayfa yazılabilecek bir şeyi 300 sayfaya sığdırmaktan kaynaklanıyor. Ayrıca biraz da zirveyi gördükten sonra (Beni Yakma) bu kitaplar biraz daha yavan geldi gibi. Ben artık seriyi Warner için okuduğumdan çok eminim. Devam etmemin nedeni de kitabın sonunun nasıl bağlanacağını bilmek istemem.
Puanım: 8/10
Yani yazarın kitapların ilk yarısını sıkıcı boş yapıp ikinci yarıda olayları başlatması beni deli ediyor. Üstelik ikinci yarıda başlayan olayların son sayfalarda bir anda olup bitmesi beni delirtti. Sakin okuyorsunuz mesela kitabın sonu geldi, her şey bir anda olup bitiyor. Üstelik geçen kitaptaki ve bu kitaptaki sondaki olaylar gayet çarpıcı ve etkileyiciydi bence. Yani 100 sayfa yazılabilecek şeyler 20 sayfaya sığdırılınca onu vurdum, o öldü, haydi savaştık, sevinelim, yendik oluyor.
Bu kısmı geçersek genel yorumum fena değildi olayların gidişatı. Genel olarak beğendim ama ben fark ettim ki Warner için okuyorum. Yani Warner varsa ben de varım :) Bu kitapta onun bakış açısıyla da olayları görmek çok hoşuma gitti o nedenle. Juliette, yavrum yazık, toparladığı yerden yine paramparça oluyor psikolojisi. O delirmesin de kim delirsin? Artık her şey kaos. Ne olacak nasıl olacak gram bilmiyorum, tahminim de yok. Bu kitap boyunca (ikinci yarı yani, bir şeyler olmaya orda başladığı için) işlenmiş olan kitabın sonunu tabi ki tahmin edemedim. Edebilir miydim? Evet. Hatta kızdım kendime bunun için ama bu kişisel bir mesela çok dahil etmeyeyim (: Sonuç olarak merak ettirip 5.kitaba başlatmayı başardı mı? Başardı. Kitabın sonunun heyecanı nedeniyle puanım 9/10. Etkisi biraz geçince puanlamış olsaydım büyük ihtimalle 8 verirdim ama olsundu :)
Bu kitabı kalbimi tutarak okudum. Warner sahnelerinde ölüp ölüp dirildim. Kitap tam istediğim yönde istediğim şekilde ilerliyor, çok mutluyum. Bu kitap aslında baya sakin geçti. Juliette'in kendini geliştirmesini, düşünce ve fikirlerinin daha sağlam bir zemine oturttuğunu okuduk. Hedefi belli ve bu hedef için çalıştı. Sadece sonu çok hızlıydı ya. Bütün kitap hazırlanılan şey 35 sayfaya sığdırılmış. Yani biraz üstün körü olmuş diyebiliriz. Ama dediğim gibi, kitap benim istediğim gibi ilerliyor. Her şeyden önce Warner diyip susarım :) Bu nedenle ben çok beğendim, okurken de çok keyif aldım ve sıkılmadım.
Bu nedenle puanım 10/10.
Okur Takip Önerileri
Bence bu kitap ilk kitaptan çok daha iyiydi. Yani ben daha çok beğendim. Olayların ilerlemesi ve Juliette'in gücünü yavaş yavaş anlaması, öğrenmesi bence bu kitabı daha çok beğenmemde etkili oldu. Çok spoilera kaçmak istemiyorum ama ben bu kitabı baya heyecanlı okudum :) Warner beni heyecanlandırıyor. Bi bakıyorsun Juliette pısmış kalmış, sönük, kendine güvensiz bir bakıyorsun kız ortalığı dağıtıyor. Ben bu sahneleri ayrı bir sevdim. Kadın karakterlerin kendine güvenen, tehditkar ve güçlü olduğu sahneler beni çok yükseltiyor. Böyle birini tehdit etsin de o kişinin eli ayağı titresin istiyorum :) Bence böyle sahneler de göreceğiz, bana öyle hissettirdi bu kitap. Üçüncüye hemen başlayacağım ondan dolayı.
Puanım 9/10
Ben bu seri için çok heyecanlıydım, hâlâ da heyecanlıyım ama bu kitapta bir yalınlık, yavanlık vardı. Yani sorun çeviride mi yoksa yazarda mı bilemiyorum. Konu çok güzel ama dediğim gibi bir şeyler eksik. Ben yine de çok sevdim, devamı konusunda da umudumu kaybetmeden devam edeceğim.
Bu kitaba puanım: 8/10
Ben fark ettim ki Sabahattin Ali'nin yazım dilini beğeniyorum. Kürk Mantolu Madonnayı daha çok beğendim ama. Çünkü bu kitapta bazı paragraflar o kadar uzundu ki. O KADAR UZUNDU Kİ... ben beğendiğim hiç bir kitapta bu kadar uykumun geldiğini hayırlamıyorum. Başını okuyup sonuna gelene kadar arada o kadar çok detayı unuttum ki tekrar tekrar okumam gerekti. Bir de dili de bence bir tık ağırdı, anlamak için böyle odaklanıp okumak gerekiyor. Ben tekrar tekrar okuyup anlayacağım diye sürekli uykum geldi. Öyle olunca odaklanamadım, anlayamadım. Böyle bir kısır döngüye girdim. Başka kitaba başlayacaktım, dedim otur oturduğun yere oku kitabını, sırayla git. İçerik bakımından bakarsam, beğendim. Beni etkileyen çok fazla yer oldu. Zaten hepimizin içinde bir şeytan var bence de, Ömer karakterine bu noktada çok katıldım ama bu şeytanı o kadar kendisinden alakasız, bağlantısız tasfir ediyor ki gıcık aldım. Yaptıklarının sorumluluğunu üstlenmeyen, sorumsuzca ve çocukça bir yorum bence. Kimse saf iyi ya da saf kötü olamaz, içimizdeki şeytanla bütünüz sonuç olarak. Onun sesini kısmak ya da yükseltmek elimizde. Neyse işte, ben biraz etkilendim :) Şimdilik elimde Sabahattin Ali'nin başka kitabı yok ama ilerde kesinlikle alıp okuyacağım gibi duruyor.
Bu kitaba puanım: 8/10
Bu aralar okuduğum bence en başarılı fantastik kitaplardan biriydi. Çok keyifle okudum, hiç de sıkmadı ama Abriella'nın yaptığı bazı şeyler beni delirtti. Onu da anlıyorum, zor bir geçmiş, umuda inanmamak isteyip umutla dolu olmak ama yani her zaman duyguyla hareket edemezsin ki. Her şeye rağmen ben çok beğendim. İyi ve kötü taraflar arasında gidip gelinen ama aslında hiçbir zaman tamamen iyi ya da tamemen kötü diye bir şeyin olmadığını gösteren güzel ve başarılı bir kitaptı bence. Keşke devamı hemen gelse. Ben normalde seri tamamlanana kadar başlamam ama herkeste görünce dayanamıyorum, benim de hemen okumam lazım diyip okudum. Pişman değilim ama keşke devamını da hemen okuyabilseydim. Yapacak bir şey yok :) Güzel bir kitap okudum en azından diyerek kendimi teselli edip yeni kitaplara yelken açacağım mecbur.
Puanım: 9/10
Kitabın başlarını okumak benim için çok zor oldu. Birçok cümleyi tekrar tekrar okumak zorunda kaldım. Bazen okurken minik de olsa dikkatiniz dağılır ama genel olaral kitaptan kopmazsınız ya, ben bu kitapta koptum gittim. İlerleyen sayfalarda ise daha kolay adapte oldum. Bu sefer de aktı gitti.
İçerik olarak bakarsak, ben okurken biraz sinir oldum ama bunlar kitapların tuzu biberi :) Bazı düşünceler beni rahatsız etti, bazıları tanıdık geldi. Belki de bu yüzden biraz sinir olmuşumdur. Sürekli kendi düşünceleri arasında gidip gelen, çatışan bir karakter okudum.
Dediğim gibi okurken biraz zorlandım ama içerik buna değer. Bu nedenle puanım: 9/10.
Bu kitap malesef beni bir tık rahatsız etti. İlk 300 sayfayı okumak, kendi adıma çok zordu. Küfre, sağa sola fışkıran kana, cinayetlere ve sen benimsin tarzı cümlelere katlanmak zor değil ama bu kitap biraz daha karanlık ve bu benim çok hoşuma gitmedi. Dediğim gibi ilk yarı içime daral gele gele okudum ama o kısmı görmezden gelip geri kalanı okuduğumda da baya keyif aldım.
Kitabın başında da kadın karakterimize biraz sinirlendim. Mila sanki 20 yaşında değil de 10 yaşında gibi davranıyor gibiydi. Yani bilmediğin bir yerde, gördüğün ilk adama bu kadar çok güvenip kendini üstüne atamazsın. Benim arkadaşım olsa karşıma geçer saatlerce azarlayıp, öğüt verirdim sanırım.
Bu serinin dili akıcı, anlatımı bence fena değil, o nedenle bu kitabı okurken ben genel olarak keyif aldım. Yine de beni bu kadar rahatsız ettiği için 4 falan vermek istedim ama son kısımları okurken çok eğlendim, bunu görmezden gelemedim. Ayrıca en çok işaretlediğim bu kitap olunca haksızlık edermişim gibi geldi. Sonuç olarak puanım: 6/10.
Bu kitabı serinin ilk kitabına oranla daha çok sevdim. Gianna karakteri benim için okuması daha eğlenceliydi. Olaylar farklı olsada içerik olarak ilk kitap gibi. Yeri geldi sinirden elim ayağım titredi, yeri geldi her şeyi boşverip yelkenleri suya indirdim :)
Az beklentili olunca okuması keyifli olduğu için puanım 8/10.
Kane kardeşler dedelerinden kalan mirastaki paylarını alabilmek için dedelerinin verdiği görevleri yapmak zorundalar. Baş karakterlerden biri olan Rowan'ın payına ise 6 ay boyunca Dreamland'in direktörü olmak düşüyor. Tabi ki orada hayata bakışını değiştirecek Zahra ile karşılaşıyor.
Geneli şirin bir kitap. Böyle iç ısıtan, güldüren ve tabiki arada duygulandıran romantik kitaplardan. Bence bir klasik olduğundan hiç sonunda ne olacak acaba hemen okumalıyım olmadım çünkü konu itibariyle sonuç belli. Biz sadece sonuca nasıl varılacak onu görmek için okuyoruz :)
Sonuç değil yolculuk önemli olduğundan çok da düşük vermek istemediğimden 7 olabilecek en adil puan gibi geldi o nedenle puanım 7/10.
Bu seriyi gerçekten kafa dağıtmak için hiçbir beklentim olmadan almıştım. Böyle düşünüp okunulduğunda gerçekten keyif alınabilecek bir kitap ama aşırı beklentiye girildiğinde ya da gerçekçi düşünülmeye başlanıldığında o okuma keyfi tamamen yok olup gider. Kitabın konusu zaten belli, bunu söylüyorum çünkü eskiden benim için bu tarz kitaplar okumak daha kolaydı. İnsanın düşünceleri oturunca, bir şeylerin daha çok farkında oluyor, daha çok şey göze batıyor. Bunu bilerek okunması gereken bir kitap.
Piper kendini kalabalığın,şöhretin ve paranın içinde kaybetmiş biri ve bu kitap, onun kendini bulma hikayesi.
Bu konuya sahip birçok romantik film izlemiş olmama rağmen her seferinde bayılmamı ben de anlamlandıramıyorum ama seviyorum işte, ne yapayım :) Okuması keyifli ve sürükleyici oldu. Bittiğinde yüzünüzde minik bir gülümseme ve kalbinizde minik mutluluklar hissettiren tatlı bir roman bence.
Puanım:9/10
Kitaptan kısaca bahsedecek olursam: oyun şeklinde yazılmış, kısa, insanı sinirlendiren karakterlere sahip, akıcı. Uzun yıllar önce yazılmış bir kitaptaki konuları günümüzde hala görebiliyor olmak üzdü biraz açıkçası. Bu tarz kitapları, yüzümüze vurulması gereken şeyleri yansıttığı için seviyorum sanırım. Puanım 8/10.
Yıllardır okumak isteyip de bir türlü fırsat bulamamıştım ama insanların neden sevdiğini, önerdiğini anladım sanırım. Karakterlerle birlikte yaşadım bütün olanları. İçim biraz buruk, güzel bir kitabın sonuna gelmenin burukluğu sanırım.
Bu kitabı beğenmemin en büyük sebebi sanırım gözlerimi doldurması oldu. Okuduğum şeylerden çabuk etkilenirim, heyecanlanırım, mutlu olurum, üzülürüm ama işin içine gözyaşı girince kitaba karşı ayrı bi ilgim oluyor. Bence anlatım dili basitti, bu nedenle okuması da kolay oldu. Zaten ne oldu acaba diye düşünürken meraklanıyorsunuz, bu da okumayı hızlandıran başka bir neden. Sonuç olarak etkileyici çıtır çerez güzel bir kitaptı bence.
Puanım: 8/10
