Piraye hastane odasında kırdığı kalbinin keskin parçalarından kanattı zarif ruhunu.
Canı yandı..
Bir başka kadının gözlerinde Nazım’ı görmek, ruhunu çaldırdı..
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı.
Esirgemen sözümü ben, çıkıp gelse de ölüm.
Geri götüremez adımlarımı, ve yıldıramaz beni hiçbir şey...
Bakmayın suskunluğuma, bakmayın durgunluğuma
Bedel verdim her kavgada, Yenilmedim ki !
Sevinmesin ey zalımlar öldüğüme benim
Yiğit ölmez kolay kolay ben ölmedim ki !
Delikanlım!
İyi bak yıldızlara, onları belki bir daha göremezsin.
Belki bir daha
Yıldızların ışığında
Kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin…
Delikanlım!
Sen ki, ya bir köşe başında
Kan sızarak kaşından gebereceksin,
Ya da bir darağacında can vereceksin.
İyi bak yıldızlara
Onları göremezsin belki bir daha…