Her tarafta ağız sulandıran meyvelerle dolu heybetli ağaçlar ve yemyeşil çimenler vardı. Dört bir yanda şahane çiçek tarhları uzanıyor ve nadir rastlanan parlak tüylü kuşlar ağaçlarla çalıların arasında şakıyarak kanat çırpıyordu.
Sayfa 5Kitabı okudu
İbâdet yapmak bilhâssa nemâz kılmak ve istigfâr söylemek kalbi temizler.Hâram işlemek,kalbi bozar.Peygamberimiz buyurdu ki ,(Çok istigfâr okuyunuz!İstigfâr düâsı okumağa devam edeni ,Allahü teâlâ hastalıklardan,her derdden korur.Hiç ummadığı yerden rızıklandırır.)
İstigfâr (Estagfirullah) demektir.
Sayfa 9Kitabı okudu
her gün aradıysam
Her gün aradıysam
Hiç bulamadıysam
Hep çocuk kaldıysam
Büyür müyüm sonunda
Sayfa 103Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
İnsanlar ondan uzak durmaya başladılar.Bir gün dağa yerleştiğini ve bir daha geri dönmeyeceğini duyduk.O günden beri insanların söylediği gibi Tanrı'yla bir başına ,orada yaşıyor.
Sayfa 14Kitabı okudu
Zavallı ihtiyarlar ,geçmiş şeyleri hatırlarına getirdikçe hüzünlenirler.Çünkü geçirmiş oldukları güzel günleri andıkça, o günlerin bir daha geri gelmeyeceğine üzülürler ve çekmiş oldukları kederleri yad ettiklerinde gönüllerinin yaraları tazelenir.
Sayfa 7Kitabı okudu
Sırbistan AB 'nin içine giren birçok ülkeden daha düzgün; kırsal bölge eskiye göre zenginleşmiş, asayiş daha düzgün, hizmetler daha iyi görülebiliyor ama ne Sırplar AB ' ye çok güveniyor ne de Batı Avrupa'nın Sırplara karşı bir muhabbeti var.
Sayfa 121Kitabı okudu
Hazaraların on dokuzuncu yüzyılda Peştunlara karşı ayaklanma girişiminde bulunduğunu,ama Peştunların 'ağza alınmaz bir vahşetle bu isyanı bastırdığı' yazıyordu.
Sayfa 9Kitabı okudu
Kedi kıpırdamadı.Sadece sert sert baktı ona.
Sayfa 14Kitabı okudu
İslami hareketin son yıllarda büyük hız kazanmasının nedenlerinden biri de batılı yazarlara göre şudur: Mısır,Ürdün,Suriye, Pakistan ve Bangladeş gibi fakir ülkelerin büyük şehirlerinde,işsiz gençler toplanarak bunlara büyük paralar verilmiş ve militan örgütler yetiştirilmiştir.Amacı ödün vermez şekilde silahlı mukavemet olan Hamas gibi örgütler böyle kurulmuştur(The Observer,29 Ocak 1995, sayfa 13).
Sayfa 12Kitabı okudu
Kafam hiç yerinde değil,şakaklarım zonkluyor,sanki çekiçle başıma vuruyorlar,tüm uzuvlarım acı içinde.
Sayfa 9Kitabı okudu
Mühimce mevkilere geçen adamların esaslı âdetlerinden biri de, galiba eski ve kendilerinden geri kalmış arkadaşlarına karşı gösterdikleri bu biraz da şuurlu dalgınlıktı.
Sayfa 14Kitabı okudu
İleri atılan bir yeni adım
Yüzde bir çizgiyi fazlalaştırır.
Sayfa 11Kitabı okudu
Bizimkiler iyiliğine iyidirler–ben onu demiyorum –ama felaket alıngandırlar yani.
Sayfa 7Kitabı okudu
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}
Tüm zihniniz sisin ta kendisi.Toltekler buna mitote diyor.Zihniniz binlerce kişinin aynı anda konuştuğu ve kimsenin birbirini anlamadığı bir rüya.İnsan zihninin durumu işte budur:büyük mitote.Bu büyük mitote yüzünden gerçekte kim olduğunuzu göremiyorsunuz.Hindistan'da buna mitote maya diyorlar.Bu illüzyon anlamına geliyor,kişiliğin "ben" sandığı şey.Kendinizle ve dünyayla ilgili inandığınız her şey,zihninizdeki tüm kavramlar ve programlamalar mitodedir.Gerçekten kim olduğumuzu göremiyoruz ;özgür olmadığımızı göremiyoruz.
Sayfa 33Kitabı okudu
Kalp,sevgili için feda olmaya da ilahî tecelliler için yanmaya da elverişlidir ve insanın bütün hallerine dair bilgi ve düşüncenin mekânı, öznesi,kaynağı veya aracıdır.Bir et parçasından zannettiğimiz kalbin içinde ondan ayrı bir kalp vardır ki buna "Rabbâni latife" ve "İlahî cevher" denir.Bu cevher insanoğlunun hakikatidir.İdrak eden ,bilen ve kavrayan odur.
Sayfa 44Kitabı okudu
