Bucaksız kaldım, hatırsız sövdüm
Bazen nefesi kesik doğdum
E dünya hali, bazen de yaşadım
Hissimi boğdum da katrana tutuştum
Boğazıma ilmik takıldı
Yaşayamadık, üstelik seferlerimden kaçtım
Şimdi burnumda ölüm tadı
Nerelerden koştun buraya insanoğlu
Aşağıdan mı kaçtın, arş başında
Yüreğimle gömdüm, sıcak bir akşamdı,
üşüdüler ölüler...
Ali Karasürmeli
Acım bana münhasır
Celladımız bize teslim
O vakit ölümüz aynı elde
Boynumuza ilmik on parmakta
E o halde beni senden gayrı düşünme
Işıklar farklı
Bunu da sorun etme
Çünkü birazdan öleceğiz
Ve bunu kimse bilmeyecek
Duyacaklar halbuki görmeyecekler
Ali Karasürmeli
Beni ruhumdan alıkoydu
sokağım sevişti, caddeleri yıkılırken
bu kadar yakınken uzaktık
Hatay'a geri döndüğüm her vakit hissettiğim. Yıkık evler sevişiyordu, biz uzaktık, çünkü ölüyorduk.
Konuşmakta zorlandığım cümleler vardı
Kendime bıraktığım payı unutup gitmeliydim
Kimse cümlelere önem vermiyordu çünkü
Kelimeler, yalnızlıklar kadar elzem değildi
Hatta ve hatta kelimeleri önemsiz kıldılar
Çünkü insanoğlu kaybetti
Çünkü ben kaybettim...
Ali Karasürmeli
Zeytin yaprakları rüzgarla koşuyordu
Hava henüz uykusundan uyanmamıştı
Ve benim ayaklarımı balta ile kırmışlardı
Güneş keyfinde değildi bu insanlıkla
Ne beklesek ne çıkar ha!
Başımın yaslandığı ağacın kökleri çıktı topraktan
Yeni fidanlar ektik bugün
Dün ise sadece saatinde
Böylesine bilmezdim doğayı
Artık boynum bükük
Kamber gibiyim aklımın almadıklarıyla
Susmalı ve yeniden konuşmamalı
Sustukça anlaşamadık
Konuştukça uzak kaldı.
Ali Karasürmeli
Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha önemli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
Korktuğum kapıma dayanmıştı
Bundan böyle gitmeyecek gibiydi
Böyle bazen çıkasım geliyordu
Ama yalnızdım üstelik koca bir yalnızlık.
Yine de kafamda kurşunlarım var.
İlginç tarafı ise tetiği gözlerimde.
Söyle bir deniz havası iyi gelirdi belki
Yitip gidiyor her şey
Her vakit asıyor kendini
Zaman intihar etti yeniden doğdu.
Ve yeniden...
Hepinize merhabalar. Nasılsınız? Umarım keyfiniz yerindedir.
Aldous Huxley'in yazdığı Cesur Yeni Dünya adlı eserini planımdan erken bitirdim ve kitap hakkında yorumlarımı sizlerle paylaşmak istedim.
Öncelikle ilk başlarda kitap biraz sıkıcı geliyor çünkü alışık olmadığımız bir ortam seziyoruz ve bu durum bizlere uzak olduğundan anlamlandırmaya çalışıyoruz. En azından benim hislerim bu yönde oldu. Tabii devam ettim ve sonrasında bir solukta okuyabildim. Aslında bakarsanız distopya türünde okuduğum üç kitap arasından "1984" mü "Biz"mi yoksa "Cesur Yeni Dünya" mı derseniz ilk sırada "1984" sonrasında "Biz" en sonda "Cesur Yeni Dünya" derim. Elbette bu demek olmuyor ki bu kitap kötü. Bu sadece kendi hissiyatımla ilgili bir durum.
Spoi vermeden anlatmaya devam etmek istersem şu şekilde ifadeler kullanmam gerekiyor: Cesur Yeni Dünya aslında bakarsanız her ne kadar distopya ya da kimisine göre ütopya olabilcek bir kitap olmakla birlikte, yaşadığımız ve belki de yaşadığımız bir dünyadır. İnsanların bu denli istenildiği gibi eğitilmesi ve tek tip hâlini alacağı zamanlar çok da uzak değildir...
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,2bin okunma
Öyle çok düşünmüyorum artık
Kendi varlığıma adadığım düşünceleri
pencere pervazlarına sakladım
Eskisi gibi değil artık
Benim başımı alıp bırakasım var
Yalan değil elbette
Ruhum bile sıkılıyor bazen
Hem gecede hem de gündüzde
Kalbim de sıkışıyor
Ne yapacağım hakkında şüphelerim var
O kadar iğrenç geliyor ki bazen her şey
Kimseyi duymak dahi istemiyorum
Her ses bir şeyi hatırlatıyor.
Yine de bir şeyler yaşamak güzeldi
Halbuki neler olduğunu henüz çözmüş değilim
Neredeydim nereye geldim?
Yurdumda değişiklik yoktu.
Ve inanır mısın?
Eksiğim...
Ali Karasürmeli