Amerikan Pastası, Farrelly biraderlerin öncülük ettiği, toplum içinde rahatça osurma benzeri bir özgürlükten yararlanılarak, 'seks konusunda ima etmeyi bırak, göster gitsin' mantığıyla fırına verilmiş çikolatalı pasta lezzetinde bir film. Aklı fikri atıl vaziyette duran aletlerini kullanmakta olan ve yıl sonu partisinde ne olursa olsun erkekliğe adım atmayı kafasına koyan bir grup sivilcesiz oğlanın hikâyesi. İnsan bu filmi hatırladığı zaman "hikâyenin, ne anlatılmak istendiğinin, hatta filmin bile ne önemi var" diye düşünüyor. Yani filmden geriye kalanlar unutulması imkânsız, sulu, bir avuç sahneyle sınırlı: Hayal kırıklığıyla dolu bir anda soğuk su niyetine içilen sperm dolu bir bardak bira, pastayla yaşanan mastürbasyon deneyimi, filmin iflah olmaz utangacı ve şanssızı' Jim'in (Biggs) ilk deneyimini yaşadığı gecenin sabahında uyanıp "Tanrım, kullanıldım..." dediği sahne gibi...
Amerikan Pastası, aslında birçok açıdan eleştiriye açık bir film. Filmin sonunda ilk deneyimlerini 'nihayet' yaşayan gençlerin, ağaca bağlandıktan sonra aydınlanan Buddha gibi olgunlaşmalarını açıkça filmin en 'hard' esprilerinden bile daha komik bulmuştum.