Kendi dertleriniz ve uğraşlarınız içinde solucanlar gibi debelenmeyin! Devletinizin temellerinin nasıl güçlendirileceği üzerine kafa yorun. Halkınızın yeni ve ileri eğitimini nasıl sağlayacağınızı düşünün.
Hamdolsun bu toprak öyle bereketlidir ki, bırakın köyde üç beş haneyi, ta Viyana’ya gidecek kadar Ordu beslemişiz, az şey mi? İlla verir rızkımızı kurban olduğum.
Ne büyük felaketti gönlün hiç yaşlanmaması! Çünkü, gönül yaşlanmayınca, düşleri, düşünceleri de değişmiyordu. Ve insan ancak rüyada, düşüncelerde hür ve ölümsüzdür.
Bir millet bağımsızlığını, hürriyetini ve sınırlarını kaybedebilir, hatta yıllar boyunca başka bir milletin esareti altında yaşamak zorunda kalabilir ama bütün bu unsurlar o milletin yok olmasına etken olamaz. Ancak kendi dilini kaybetmiş bir millet yok olmaya mahkumdur.
Bir gün olur, elbet eski beğler dirilir;
Yine kılıç kuşanır tarihteki paşalar.
Yine şanlar anlınıp nice canlar verilir,
Yiğit akınımızdan yine dünya şaşalar