Masal anlatan kişiler, "Masalımız burada sona erdi," derler. Fakat ben, bizim masalımızın sona ermediğine eminim. Bir gün, elbette bu masala devam edeceğiz.
Toplumsal hoşgörüsüzlük ile dinsel hoşgörüsüzlüğü birbirinden ayıranlar bence yanılıyorlar. Bunlar birbirinden ayrılmazlar. İnsan cehennemlik saydığı kimselerle barış halinde yaşayamaz; onları sevmek, onları cezalandıran tanrıdan nefret etmek demektir; bunları ya kesin olarak imana getirmek ya da tedirgin etmek gerekir.
Unutmayın ki, kentlerin surları köy evlerinin yıkıntıları ile yapılır. Başkentte yükselen her sarayı gördükçe, bütün bir ülkenin yıkıntıya çevrildiğini görüyormuşum gibi gelir bana.
Öyleyse savaş insanın insanla olan değil, devletin devletle olan bir ilişkisidir ve bu ilişkide tekler birbirine yalnız rastgele düşmandırlar, insan ve yurttaş olarak değil, asker olarak; yurdun üyeleri olarak değil, koruyucuları olarak.
Niyetim, insanları oldukları gibi, yasaları da olabilecekleri gibi ele alıp, toplum düzeninde güvenilir ve haklı bir yönetim kuralı bulunup bulunmayacağını araştırmaktır.
İnsan düşünen, sezgileri olan bir yaratık olmazdan evvel, yiyen, içen bir organizmadır. Bir kere, insan hakkında entelektüalist bir zihniyetten kurtulmalıyız.