Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alp Eren ÖZKAN

Alp Eren ÖZKAN
@AlpErenOZKAN·Bir kitabı okumaya başladı
Takı
TakıGuy de Maupassant
6.8/10 · 84 okunma
Reklam
Alp Eren ÖZKAN
@AlpErenOZKAN·Bir kitabı okumaya başladı
Genç Bir Doktorun Anıları
Genç Bir Doktorun AnılarıMihail Bulgakov
8.2/10 · 24,7bin okunma
Bütünüyle unutulmaya kimsenin gücü yetmiyor. Bir duvarda iki satır yazı, bir albümde soluk bir resim, bir hafızada silik bir hayal olarak kalıyor istemese de. Bütünüyle unutulmak gibi acıklı bir oyuna kimsenin yüreği dayanamıyor.
Sayfa 719 - İletişim YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kimse onun üstüne düşmedi. Üstüne düşülmesinden çok hoşlanırdı. Bilemediler. Bütün hayatınca konuştu. Sonunda tutunamayanlar diye bir söz çıkarabildi ortaya: bir tek kelime. Çoğul bir kelime. Unutamadığı bazı insanları birleştiren bir kelime. Bu sefer, düşüncesini Süleyman Kargı'dan başkasına açıklamadı. Süleyman da kimseye söylemedi. Bütün hayatınca tutunamayanlardan kaçtığını sezer gibi oldu. Kendisine de bulaşmalarından korktuğunu anladı. Onlara yapmış olduğu bu haksızlığın ıstırabıyla kıvrandı. Onların gerçek temsilcisi olmak için eline çok fırsat geçmiş olduğunu ve bu fırsatları kaçırdığını anladı. Bu düşüncelerinden de kaçmaya çalıştı. Bütün hayatınca düşüncelerinden kaçmıştı. Son olarak odasına sığındı. Kapıyı kapattı. Sesleri duymaz, görüntüleri görmez oldu. Yemek yemez, içki içmez oldu. Dostundan kaçar, düşmanını bilmez oldu. Sığındığı son yerde de onu buldular. Yerini tespit ettiler. Bütün tanıklar dinlendi. Savunmalar alındı. Gereği düşünüldü. Hiçbir etki altında kalmadan bağımsız olarak karar verildi. Adam kapıyı açtı, içeri girdi ve tabancasını çıkararak ateş etti.
Sayfa 708 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Beni mahkum edecekler. Oysa ben, bir zamanlar bütün dünyayı yargılamaya kalkmıştım.
Sayfa 692 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
...Hüsnü, bir gece evden kaçtı. Polis onu yakaladı ve Hüsnü bir süre çocuksuz ailelerin evlerinde kaldı. Hüsnü bu insanları anlayamıyordu. Çocukları olmadığı için onu alıyorlar, sonra da durmadan dövüyorlardı.
Sayfa 679 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Hepsini birden dinledik zamanında ve hiç birine yaranamadık. Eksik olsunlar artık.
Sayfa 618 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Hiç yorulmadan mı ölelim istiyorsun?
Sayfa 580 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
...dengesini bulamaz bir türlü. Ayakları çamura batar, dudakları suya yetişmez. Islanırız, gene kururuz; ne yapalım?
Sayfa 573 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Oysa, yazılamayan ne acıklı olaylar vardı.
Sayfa 555 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Düşünmek, hayatı ne karmaşık bir biçime sokuyor.
Sayfa 553 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
...yaşamak aynı zamanda yaşamış olduklarını hatırlamak demektir hatırladıkça bunalıyorum neden babam bizi bu karanlığa boğdu neden bu evden bir türlü çıkamadım neden yamalı çoraplarımı ilk giydiğim gün sokağa atmadım neden bütün isyanlarımı kafamda yaşadım...
Sayfa 519 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
...bütün hayatımca başvurabileceğim merciler düşündüm her şikayetim için ayrı bir merciye gidiyordum onlara diyordum ki bütün istediğim haksız bir muamelenin düzeltilmesi sayın baylar lütfen beni bir kere dinleyin beni bir kere dinlerlerse bütün karışıklıkların düzeleceğine inanıyordum kendimi o kadar haklı görüyordum ki bütün aksaklığın bilmemelerinden doğduğunu sanıyordum bir kere dinleselerdi beni oysa dinleyenler de oldu neyse geçelim bunu sayın baylar...
Sayfa 510 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
...uygunsuz bir saatte ölmüştü babam birçok gazete kabul etmedi sayfalarını bağlamışlardı kimse görmedi gazetedeki ilanı bugün bile yolda tanıdıklara rastladığım zaman bana hala sorarlar babamın nasıl olduğunu bir sıkılganlık gelir üstüme söyleyemem bir türlü ne anlatacaksın babamın bu kadar sönük bir şekilde ölmesinden utanırım iyidir idare ediyoruz işte gibi bir şeyler mırıldanır geçerim gözyaşlarım yanaklarımı üşütüyordu Hasan Bey uzakta mezarlığın kapısında kaloriferli arabasının içinde ölümden korkuyordu mezarcılar toprağı güçlükle kımıldatıyorlardı kimsenin kabahati yoktu kimseyi suçlamak mümkün değildi gene de ifade edilmesi güç ölümden öte bir haksızlık olmuştu bir yıl sonra mezar taşını yerleştirirken taşın bir kenarını kırdılar bütün bunlar unutuldu gitti beni hiçe saydıkları duygusu ise iyice yerleşti içime o güne kadar hiç ölü görmemiştim ölü görmeyi ondan bir parçanın ölümün bana bulaşması gibi bir uğursuzluk sayardım hiç görmezsem sanki hiç ölmeyecektim bu duygu da silindi içimden zaten hangi özelliğimi koruyabildim özendiğim hangi işi sonuna getirebildim kimsenin cenazesine gitmem o günden beri bir kişi eksik olsun törende cenazenin gösterişi bozulsun unutulmadan unutulsunlar ne kadar sözünün eri bir aileymişiz babam ölüyorum dedi kollarımda ve öldü bu kadar işte biz böyleyiz bizim de değerimiz anlaşılır bir gün elbette...
Sayfa 509 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
...İsa günahları affediyor her iş yolunda fakat İsa günah işlemedi bunun ağırlığını bilemez...
Sayfa 496 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
3.176 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.