Gece burada tek başına bir adam düşün,
işte ya kitap okuyor ya da bir şeyler düşünüp öylece oturuyor.
Bazen düşüncelerini birine söylemek ister doğru mu yanlış mı diye
ama kimsesi yoktur işte.
Bir şey görünce bile onu gördüğünden tam emin olamaz
gösterecek kimsesi olmadığından.
Yanındakine dönüp ? Gördün mü sen de' diye
soramaz ki.
Bilemez ne gördüğünü.
Soracak kimsesi yoktur ki.
bugün o kadar yalanın dolanın ortasında öyle bir cümle duydum ki, söylemeden geçemeyeceğim. Şöyle demiş adam kadına: 'Bu kargaşanın, bu acımasızlığın, bu hoyratlığın içinde biz, birbirine sığınan iki çaresiz insanız. İşte bu cümleyi duyunca sen geldin aklıma. İyi ki sana rastlamışım, iyi ki varsın Evgenia..."