Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alparslan Duman

Alparslan Duman
@Alpdeyeter
Sıkı Okur
Sabitlenmiş gönderi
Çünkü cahilliğiyle memnun kalabilen bir insan değilseniz önünde sonunda inandıklarınızı sorgulamaya başlarsınız.
Reklam
Aslında dini inceleyeceksek, buna insanı inceleyerek başlamamız gerekiyor. Çünkü dini yaşayan da, onu yaratan da insandır ve tıpkı Tanrı'nın insanı kendine benzer yarattığına inanıldığı gibi, insan da Tanrı'yı kendine benzer yaratmıştır.
İşte benzer şekilde katı bir inanç da, katı bir güvensizliğin işaretidir. Öyle ki, inandığı dini ya da Tanrı'yı tam anlamıyla sorgulamamış ve öğrenememiş olan insanlar, bu inançtan kopmaktan o kadar çok korkarlar ki, soru soran herkese karşı düşmanlık beslemeye başlarlar. Bununla da yetinmez, onlara öğretilen doğaüstü hikâyeler yüzünden en ufak kuşkuyu bile şeytânî var sayar ve akıl almaz işlere kalkışırlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu sebeple din, size sadece izin verilen soruları sorma hakkı tanır ve aykırı soru soranları ise imha eder, aksi halde kendisi imha olacaktır. Kısacası dinin gücü, korkutuculuğundan kaynaklanır.
...ve bir insanı mahkum etmenin en kolay yolu, onu "özgür olduğuna" inandırmaktır.
Reklam
Bu zamana kadar Türk adı, Türkler arasında bile ancak Anadolu köylüsünün en aşağı tabakası için kullanılabilecek küçültücü bir sözdü. Yıllar sonra, Mustafa Kemal'in bir vecize olarak ortaya attığı bir yurtseverlik sözünde bile bilinçli bir kinaye vardı: "Ne mutlu Türk'üm diyene!"
Dinin -faydalı olan- diğer bir tarafı ise sistematik olmasıdır. Zira din, söylediğim üzere insanlara bir yaşam tarzı sunar, onlara ne yapmaları gerektiğini dikte eder ve toplumda düzeni sağlar. Öyle ki, bu düzen sizin din adına ölüme gitmenizi bile mümkün kılar. Ayrıca din, bilinmeyen bir aleme ilişkin masallar anlatarak merakınızı gidermeye çalışır ve sorularınıza halkın büyük bir çoğunluğunu tatmin edecek cevaplar üretir. Böylece, öldükten sonra alacağınız ödüllere güvenerek burada uslu bir çocuk gibi yaşamaya devam eder ve kuralların dışına çıkmazsınız.
İşin komiği, Tanrının hiçbir şeye benzemeyeceğini söylemek de onu bir şeye benzetmektir: "Hiçbir şeye."
Tanrı, olsa olsa "bilinemeyeceğini" bilebileceğimiz kadar bilinebilirdir.
Bu durumda Tanrı hakkında yapılan her tarif, gerçekte bir tahriftir. Zaten "Tanrı'yı tarif etmek isteyen her insan, gerçekte onu tahrif etmiştir ve onu bilinebilir kılmak isteyen her felsefe, onu daha da bilinemez yapmıştır."
Reklam
Irmaklarından şaraplar akacak' diyorsun Cennet-i alâ meyhane midir? 'Her mümin'e iki huri' diyorsun Cennet-i alâ kerhane midir? Beni özene bezene yaratan kim? Sen Ne yapacağımı da yazmışsın önceden Demek günah işleten de sensin bana O zaman nedir o cennet cehennem? Kim senin 'yasa'nı çiğnemedi ki söyle? Günahsız bir
Çünkü size göre Tanrınız, hiçbir kanıt olmadığı halde, son derece saçma bir ısrarcılıkla ve katı bir bağnazlıkla, adeta önce kendini sonra da diğerlerini kandırmak pahasına at gözlüğü takmış müritlerinden başka kimseyi muhatap almıyor ve bunlardan başka kimseye kıymet vermiyor demektir. O halde diyebiliriz ki, tıpkı arkaik tanrıların insanlardan hayvan ve insan kurban etmelerini istemeleri gibi; sizin tanrınız da bizlerden aklımızı, mantığımızı ve hatta bütün beynimizi bir kumar uğruna kurban etmemizi istiyor. Kabul teoride böyle bir Tanrı'nın var olması da mümkündür, lâkin bu durumda o tuhaf bir Tanrıdır ve tapılmaya değer değildir.
Ölümden korkmak anlamsızdır, çünkü yaşadığımız sürece ölüm yoktur, ölüm geldiğinde ise artık biz yokuz. -Epikür
Kısacası eğer bir tasarlayıcı varsa bile, doğayı bize göre tasarladığını iddia etmektense "bizi doğaya göre tasarladığını" söylemek daha mantıklı bir çıkarım olacaktır. Çünkü doğa bizden çıkmadı, bizler doğadan çıktık.
İşte, bu duruma baktığımızda anlıyoruz ki akıl, varlığın hizmetinde olan bir şeydir. Akıl yürütebilecek bilince sahip her varlık, mecbur kalırsa bunu yapacaktır çünkü akıl, sonuca ulaşmak için bir araçtır ve her canlıda iyi-kötü bir akıl vardır -akılsızlık ancak cansız varlıklara ve bazı insanlara mahsustur.
Ben bilmediğimi bildiğim için, öteki insanlardan akıllıyım. -Sokrates
Reklam
Türkiye'nin ana sorunu, Batı dünyasından geri kalmış olması ve Türkleri "muasır medeniyet seviyesine" ulaştırmak zorunluluğuydu.
"Burada olmamalıydım hissi ve nerede olmalıydım bilmeyişi"
İnsan hiç değişmez: bir durumda davranmış olduğu gibi, tam aynı şartlar ortaya çıktığında, yine hep öyle davranacaktır. -Arthur Schopenhauer
"Tanrı belli edimleri yapmamızı, bu edimler kötü olduğu için mi yasaklar, yoksa bir edim Tanrı onu kötü olarak tanımladığı için mi kötüdür?"
%9 (71/727)
Atatürk
AtatürkLord Kinross
9/10 · 1.987 okunma
Reklam
Çünkü insanlar oldukları gibi davranmakta zorlanırlar, daha ziyade olmak istedikleri gibi davranmayı, karizmatik görünmeyi tercih ederler zira avam tabaka için sert, açık ve normatif konuşan kimseler her daim etkileyici görünürler.
%48 (207/431)
Agnostisizm ve İlahi Tragedya
Agnostisizm ve İlahi TragedyaDiamond Tema
8.5/10 · 254 okunma
177 syf.
7/10 puan verdi
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski
8/10 · 69,1bin okunma