"...yaşam boyu kilit altında tutulmuş derin kaygılar artık zincirlerini kırıp zihnin kapılarını ve pencerelerini zorluyorlar. İşitilmek istiyorlar. Yalnızca işitilmek de değil, yaşanmak istiyorlar!"
-Sizi koruyan bir babanızın olmaması nasıl bir şey?
-Beni koruyan mı, yoksa bana baskı yapan mı? Bu bir kayıp mıydı acaba? Bundan emin değilim. Ya da şöyle demeli: Bu durum, çocuk için bir kayıp olarak görülebilir, ama adam için değil.
-Bunun anlamı?
-Ben, Deccal, sahte inançlarla cinleri kovabilir, her başarım karşısında sitemle acı çeken bir vaiz-babayla yeni hakikatler arayabilir miydim? Tüm o yanılsamalara karşı yürüttüğüm mücadeleyi kendi kişiliğine bir saldırı olarak görecek bir babayla?
-Ama, ona ihtiyacınız olduğunda sizi korumuş olsaydı, yine de Deccal olmak zorunda kalır mıydınız?
Denizde boğulduğumu göre göre can kurtaran çağırıyorsun. Denize atlama cesaretini benden esirgiyorsun. Soyunup, ağladığımda beni dinliyor ve sen de ağlıyorsun. Ama asla soyunmuyorsun.