Kişinin kurum anlamında değil de zenginlik anlamında kendiyle dolu olması, hem içsel bir sonsuzlukla hem de aşırı bir gerilimle işlenmesi demek, yaşamaktan öldüğünü duyumsayamayacak kadar yoğun bir biçimde yaşamak demektir.
Kafka'nın ya da Sartre'nin kahramanları kadar sıkılıyorum en az. Ama benim sıkımtından egzistansiyalist manifestolar falan çıkmaz. Ya eciş bücüş şiirler çıkar yahut kendimi elimi geçen ilk kravatla asma isteği.
Oysa ben hâlâ, her sabah, kötü bir rüyaya dalıyor gibi uyanıyorum dünyaya. Beni asla beklemeyeceğini bildiğim yerlere, beni beķlehen ama bekleyip beklemedikleri umrumda bile olmayan insanlar için kuruyorum telefon alarmını.