Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Amo Rise

Amo Rise
@Amorise
Dinin kökeni, Voltaire'in deyimiyle, ilk hilekârla ilk ahmağın karşılaştığı zamana dayanan bir aldatmacaydı.
Reklam
Benzer İşler
"Ve en aydın halk" olan İspanyolların tercihlerini azizlerden ve Engizisyon'dan yana kullanmalarından sonra, ülkenin "beynindeki zihin kuruyup küçüldü ve uzuvlarındaki kuvvet çekilip gitti."
Doğulular bir kişiyi, Yunanlar belli kişileri, Cermenlerse herkesi özgür bilmişti.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Montaigne ve Felsefenin Sakin Limanı (Betimleme harika)
Calvin'in ve Katoliklerin sunduğu, kükürt ve ölümcül nefret içeren ateşli uyarıcılarla Gargantua'nın masasındaki ziyafetten sonra, Montaigne'in sohbeti bir yudum ağrı kesici ya da lotus meyvesi gibi gelir. Onda propagandacıların öfke ve lanetine, sataşma ve yasaklamalarına ya da yeryüzünü içine alan Rabelais'ci neşenin izlerine rastlanmaz. Kelimeleri kar taneleri gibi yumuşak ve hacimli yağarak, önceki yazıların tüm izlerinin silindiği beyaz bir sayfa oluşturur.
Kopernik'in Uzay Karargahı
Baltık kıyısına yakın bu küçük kasaba, güzel bir katedralle süslüdür. Katedral avlusunun duvarında astronomun gözlemlerini yaptığı küçük kule yükselir. Kopernik burada uzun soğuk kış geceleri ve tabii yazların kısa süren geceleri boyunca genellikle arkasına yaslanıp yıldızları incelerdi. Teleskobu yoktu ve diğer tüm gereçleri kendi topladığı kaba aletlerdi. Bunlardan en önemlisi instrumentum parallacticum dediği, iki buçuk metre boyundaki ayakları mürekkep işaretleriyle 1000'e, hipotenüsü 1414'e bölünmüş olan tahtadan bir ikizkenar üçgendi. Bununla güneşin, ayın ve ayla yıldızların yüksekliklerini ve ilkbahardaki konumlarından sapmalarını ölçtü.
Reklam
Yöneticinin sınırları
Vergiler yalnız halk temsilcileri tarafından toplanabilir ve keyfi vergiler toplayan bir kralın düşmandan farkı yoktur. Krallar kamu mülkiyetinin sahibi olmayıp yalnızca onu idare etmekle yükümlüdürler, yönetilenlerle yaptıkları karşılıklı anlaşmaya uymak zorunda olup, antlaşmayı çiğnemeleri durumunda cezalandırılabilirler.
Adeta günümüze öğütler.
La Boétie, halka, yalnızca iki eli, iki gözü olan ve destek görmezse ayakta duramayacak olan, "ulusun en sefil ve namert kişisi" tek bir adama bundan böyle boyun eğmemelerini önererek, Aziz Bartolomeus kıyımıyla uyanan kuvvetli öfkeye seslenir. Etkili üslubuyla şöyle devam eder: "Sizlerse o talan etsin diye toprağı ekiyorsunuz; onun yağmalaması için evlerinizi donatıyor, onun şehvetini doyurmak için kızlar, onun savaşlarında ölmesi için oğullar büyütüyorsunuz... o bedenini aşağılık zevklerine adarken, sizler bedeninizi çalışmayla bitkin düşürüyorsunuz."
Cebirsel işaretler sisteminde Luca Pacioli'nin incelemesinde harfler yerine karmaşık işaretler görüyoruz, örneğin bilinen nicelikler için no. (numero), bilinmeyen nicelikler için co. (cosa), kare için ce. (censo), küp için cu. (cubo). Artı ve eksi için hâlâ p. ve m. kullanıldığından, bizim 3x+4x²-5x³+2x⁴-6a şeklinde yazdığımız ifadeyi, o dönemde 3co.p.4ce.m.5cu.p.2ce.ce.m.6no şeklinde yazıyorlardı.
Okumak
Kitaplar insanları fikirlerden zevk almaya, yüce ve soylu bir iç dünya geliştirmeye sevk eder. Kitapların, karakterin şekillenmesindeki bu muazzam etkisi, 16. yüzyılda fark edilmişti. Montaigne "Klasiklerin düsturlarını öğrenmek yerine onların ruhunu özümsemeliyiz." der ve "klasikleri okumaktan sağladığım pratik bir fayda var; karakterin yaşamın gereklerine göre biçimlendirilmesi" yorumunu yapar.
Kurgu yoluyla mesaj
Hayatın ve bilimin en derin sorunlarını herkes kendi kendine çözemez ancak yüksek edebiyatın hoş ve motive edici biçimde sunduğu düşüncenin özünü herkes özümseyebilir.
Reklam
İnisiyatif Kullanamayan Sistemin Parçası Topluluklar
Erasmus'un, dua kitabında sumpsimus kelimesinin mumpsimus olarak basıldığı gösterildiğinde yanlışı düzeltmeyi reddeden yaşlı rahip hakkındaki anekdotu, onu eleştirenlerin konumunu çok güzel anlatır. Yeni doğrular eski önyargılara karşı daima sert bir mücadele içinde olmalıdır.
Gaitskill şunları yazıyordu: İnsan olmak, sonuçta mağlup olmaktır; zira hepimiz özenle inşa ettiğimiz benlik bilincimizi, fiziksel gücümüzü, sağlığımızı, bizim için pek değerli itibarımızı ve nihayetinde, hayatlarımızı kaybetmeye yazgılıyız.
Spinoza
Hiç kimse hayatına son vermeyi tercih etmez: İntihar eden kişi, dünya tarafından öldürülen bir kişidir.
Semantik
Genellemelerle düşünme, kolayca dile karşı duyulan içi boş bir imana doğru kayar. Felsefe tarihinin büyük bir bölümü dilsel kurgulara bir tapınmadan ibarettir.
Erasmus ve diğerleri haklıymış, başımızdaki avama baksana.
Sefahate ve sanata gömülmüş olan zenginler ve soylular, köylüyü, evcil olduğu sürece dayak atılması, vahşileştiğindeyse bir kurt gibi avlanması gereken bir hayvan gibi görüyor, köylü için "boynuzsuz öküz" tabirini kullanıyorlardı. Erasmus'un sözleriyle, her türlü tiranlığın ayaktakımının egemenliğine tercih edilebilir olduğunu söylerlerdi. Zürich'te bir kanonda "Köyden gelene güven olmaz" yazıyor, Luther "melun, çapulcu, tehlikeli köylüler" gibi laflar yumurtluyordu.
1.366 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.